20.12.2016

Nokta – 52

Rogue One (2016)

Uzun süren bir beklentinin sonucunda kavuştuğumuz Rogue One, bir Star Wars hayranının Bölüm I-II-III’ten istediği şeyleri veriyor.
Bu kez sadece ilk üçlemedeki gibi bir kendini tekrar etme hali yok. Film özellikle ilk yarısında bir Star Wars’tan çok The Magnificent Seven (1960), hatta Dirty Dozen (1967) filmlerine benziyor. Bu açıdan yeniden çevrimlerin, devam filmlerinin, düştüğü hatalara düşmeden külliyeye yeni bir soluk getirmesi ve bir yandan da yıllardır malum kusur yüzünden eleştirilen Star Wars (1977)’un tek “gediğini” kapatması da takdire değer.

The Accountant (2016)

John Wick’i (2014) seyredip “Neden biz de böyle bir film yapmıyoruz?” denilmesinin sonucunda ortaya çıkmış gibi duran Ben Affleck’li Muhasebeci, hiçbir derinlik içermeyen senaryosu ve kötü yönetimiyle kendisini izletmemeyi başarıyor. Anna Kendrick ile Ben Affleck’in, Ben Affleck ve Jennifer Lopez’den sonaki en uyumsuz çift olması da meselenin ayrı bir boyutu. Sebebini bilmiyorum da insan biraz da hatayı kendinde aramalı gibi…

The Fear of 13 (2015)

Hayatının 23 yılını idamını bekleyerek geçiren Nick Yarris, dayanamayıp mahkemeden infazının uygulanmasını resmi olarak talep eder.
Yarris’in kronolojik olarak anlatılmayan yaşam öyküsünün her bir parçası özenle en doğru noktaya yerleştirilmiş ve her yeni gelişmede taze bir düğüm atılırken bir öncekinin çözülmesi sağlanmış.

Man On Wire’ın (2008) The Walk’a (2015), CitizenFour’un (2014) da Snowden’a (2016) dönüştürüldüğü gibi bunu da kurgusal bir filme çevirmek gerekiyor. Bu bir tercih değil, bir insanlık görevidir.