06.08.2020

O An: Boyhood

Boyhood bir çocuğun büyüme hikâyesi fakat sıradan bir büyüme hikâyesi değil. Genelde çocukluktan başlayıp, büyüme çağına kadar devam eden filmlerde farklı aktörler kullanarak beş yaşındaki halini ve on beş yaşındaki hali gösterilir; bu filmde beş yaşındaki de on beş yaşındaki de aynı aktör. Gerçek zamanlı çekilen film tam olarak on üç yılda tamamlanmış. Diyaloglarla filmin dinamiklerini oluşturan yönetmen Linklater, filmlerinde genel olarak sadece karakterleri konuşturmaya başlayıp hikâyenin devamlılığını bir şekilde bunun üzerine kuruyor.

Mason, içine kapanık bir karaktere sahip, Mason’ın böyle olmasının sebeplerinden biri de annesinin kendine eş olarak seçtiği erkeklerin sürekli olarak kardeşinin ve onun hayatında baskı kurmaya çalışmaları. Mason’ın öz babası onun için her zaman özel bir yere sahip, birlikte güzel vakit geçirip ona belirli sınırlar çizmeyen tek kişi olduğu için yakın hissetmektedir. Fakat babası sorumluluk sahibi biri olmadığından dolayı hayatının büyük bir bölümünde Mason ve ailesiyle fazla ilgilenmemektedir. Annesi ne kadar tek başına güçlü kalmaya çalışsa da yaptığı yanlış seçimler yüzünden sürekli kendisini ve ailesini kötü bir duruma sürükleyecektir.

Mason’ı, Sheena ile konuşurken görüyoruz. Yaşının da olgunlaşmasıyla artık Mason içe kapanık yapısının dışına biraz çıkmaya başlıyor; daha rahat bir biçimde konuşabilmesinin diğer sebebi de Sheena’ya karşı bir şeyler hissetmeye başlaması. Mason düşüncelerini dışa vururken, her istediğini yapmak isteyen, hayatının kontrolünü eline almaya çalışan, kararlı bir karakter olarak görmeye başlıyoruz. Çocukluk dönemlerinde yaşadığı baskılarını tamamen atamasa da yavaş yavaş attığını hissettiği için kendini daha rahat ifade etmeye başlıyor. Hayatın onu nereye götürdüğünün daha fazla farkında olmaya başlıyor, fotoğrafçılıkla uğraşıp kendi enerjisini bu noktaya odaklıyor. Kendini ne kadar artık çocukluğunun baskılarından uzak hissetse de toplumun baskısından hiçbir zaman uzaklaşamayacağının yavaş yavaş farkına varıyor.

Yapabileceği çok fazla şey olmasına rağmen bir şekilde insanların yargılamaları yüzünden yapmadığını söylüyor. Toplumun kalıplarından bir şekilde sıyrılmak istemesine rağmen bunun aslında söylendiği kadar kolay olmadığının farkında. Kişisel gelişim kitaplarının güzel görünen saçma önermeleri gibi “insanların dediklerini umursamamak” aslında kolay gibi gözükse de her bireyin yaptığı eylemler toplumda bir şekilde var olup, ayak uydurabilmek için. Mason, kontrol altında hissetmediği bir dünyada istediği her şeyi yapabileceğini düşünüyor. Belki de bu yüzden var olduğunu hissetmekte zorlanıyor. Her birey gençken dünyayı değiştirebileceğini ve büyük planların bir parçası olacağını düşünür; bu yüzden o yaşlardaki düşünceler çok önemli olmasına rağmen yıllar içinde karşılaşılan zorluklar aslında ortada büyük bir planın veya özel olmak diye bir şeyin olmadığını gösterir bize. Düşünceler olgunlaşır mı, yoksa körelir mi? Gerçekten anlaması zor bir durum.

Her birey yaşadığı her an ile kendine yaşanmışlıklar biriktirir. Yaptıklarımızla hayatımızı şekillendirip geleceğimize yön vermeye çalışırız. Ne kadar gelecek bizim için belirsizliklerle dolu olsa da bir şekilde yaşadığımız “an” yaşayacaklarımıza rehber olması için uğraşırız. Mason, üniversiteye gider ve yaşamının büyük bir parçasını arkada bırakıp yeni bilinmezliğe doğru yola çıkmaktadır. Yeni arkadaşlarıyla birlikte hiking yaparken filmin sonunu getiren konuşma yapılır: “Hep anı yakala derler ya, belki de başka bir yolu vardır an bizi yakalıyordur.” Mason’ın aslında film boyunca yapmak istediği şey anı yakalamak ve yaşadığı zamanın onu yakalamasına izin vermesi. Fotoğraf çekme tutkusu tam olarak Mason’ın anları paylaşmak ve yakalamak tutkusuyla oluşturduğu bir hayat tarzı. Mason, doğum gününü kız kardeşi ve babasıyla birlikte geçirdikleri sırada göl kenarına giderler; Mason, fotoğraf çekmeye başlar. Kız kardeşi Samantha, Mason’ın sıkıcı olduğunu, anı yaşamayıp fotoğraf makinesine sarıldığını düşünmektedir. Fotoğrafçılık anı yakalama sanatı olduğu için Mason hem bunun parçası hem de yavaş yavaş bunun farkında olmaya başlamaktadır. Mason için fotoğraf makinesi bir şekilde onun kendisini ifade etme biçimine dönüşmüştür.