11.07.2017

Pera Sohbet: İsmail Hakkı Taslak

Pera Sohbet: İsmail Hakkı Taslak

İsmail Hakkı Taslak’ı aslında hepiniz çok yakından tanıyorsunuz. “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak”ın ‘küçük sinemacısı’ Recep o! Taslak, tam tamına onaltı yıl sonra, bu sefer Durmuş Akbulut’un yönettiği “Kiraz Mevsimi”nde kamera karşısına geçti. Set sırasında kendisini yakaladık, aradan geçen zaman zarfında nerede olduğundan, neler yaptığından başlayarak yeni filmi “Kiraz Mevsimi”ne uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’la başlayalım. Sinemamıza mâl olmuş bir filmle başladın oyunculuğa. Senin hayatında neyi değiştirdi bu film?

Benim hayatımda pek bir şeyi değiştirdiği söylenemez. Filmi 2001’de çektik, 2004’te film vizyona girdi, sonra festivaller geldi. Maalesef ben o arada askere gitmek zorunda kaldım ve uzak kaldım her şeyden. Daha önce yaptığım işlere devam ettim askerden gelince; minibüsçülük servisçilik yapıyordum ben askerlikten önce Tavşanlı’da, hala o mesleğin içindeyim.

Peki, oyunculuğa devam etmeyi düşünmedin mi hiç?

Aslına bakarsanız düşündüm, ama Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak çekildiğinde ben onaltı yaşındaydım. Ahmet abinin (Uluçay) o dönem yanında yer alanlar, filmi yapması için önayak olanlar bize bu konuda yardım edeceklerdi. Fakat daha sonradan ortadan kayboldular. O dönem sadece festivallerde, ödüller verileceği zaman yanımızda oldular bizim. Onun da neden böyle olduğunu ben çok geçmeden anladım. Platforma dikiliyorduk, işimiz biter bitmez bizi hemen yollamaya çalışıyorlardı. Çocuktum, ama bir şeyleri fark ediyordum. Kullanılıyorduk açıkçası kardeşim, bize destek çıkıyorlarmış gibi gözüküyorlardı onlar medyaya karşı. Son zamanlarda ben hiçbir etkinlikte bulunmadım, kasabamıza benle röportaj yapmak için gelenlere bile cevap vermedim ben daha sonra. Ahmet Uluçay’ın mirasını devam ettireceğiz demişlerdi, ikinci film olacak olan “Bozkırda Deniz Kabuğu” için devletten aldıkları destek ne oldu, bilmiyoruz. Ahmet Uluçay’a büyük vefasızlık yaptılar, her şeyi kendileri için yapmışlar meğer.

15 yıl sonra bir kez daha kamera karşısındasın Kiraz Mevsimi filmiyle. Bu macera nasıl başladı?

Senarist-yapımcı Ramis Tanacı, Kütahya’ya bir iş seyahati sırasında uğradığında Ahmet Uluçay’ın mezarını da ziyaret etmek istemiş. Mezarlığın nerede olduğunu sormak için bir bakkala girdiğinde ayrıca filmde oynayan çocukları da sormuş. Tesadüfe bakın ki ben de o sırada o güzergahta servis çekiyordum. Bakkal beni aradı ve birinin benle görüşmek istediğini söyledi. Bu şekilde tanıştık, çok sıcakkanlı, bizden biriydi. Memleketi Ermenek’te bir film çekmek istediğini ve yine bizler gibi çocukları oynatmak istediğini söylemişti bana o gün. Sonra bir ramazan günü telefonum çaldı, Ramis abi “senin de bu filmde yer almanı istiyorum” dedi telefonda.

Bundan sonra ne olacak, senin hayatında ne değiştirecek Kiraz Mevsimi sence?

Beklenti için gelmedim ben buraya, Ramis abinin ricası üzerine buradayım. Üzerinden onaltı yıl geçmiş bazı şeylerin. Yapısal olarak benziyor Kiraz Mevsimi, Ahmet Uluçay’ın yaptığı filme az buçuk. Zaten yönetmenimiz Durmuş Akbulut’un ve yapımcımız Ramis Tanacı da, Uluçay’ı çok sevdiğini biliyorum. Kiraz Mevsimi de hak ettiği yeri bulacaktır eminim.

Karakterin ve oyunun hakkında ne söyleyebilirsin bize, konuk oyuncu olarak yer alıyorsun Kiraz Mevsimi’nde.

Ramis abi (Tanacı) bana bu rolü teklif ederken, ben “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak”ı defalarca izledim, senin bu filmde yer almanı istiyorum dedi, sembolik olarak. Dediğin gibi konuk oyuncuyum, Yılmaz’ın kahve arkadaşını oynuyorum filmde. Ne kadar performans sergiledim bilmiyorum, yönetmenimiz başta olmak üzere o an setteki arkadaşlara sordum, gayet iyi olduğunu söylediler, umarım iyidir. Burada da Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ta olduğu gibi tamamen kendimi oynadım.

Ailen, çevren nasıl karşıladı yıllar yıllar sonra tekrar bir filme, üstelik ilk filminle benzer noktalar taşıyan “Kiraz Mevsimi” gibi bir filmde oynamanı…

İlk önce çok şaşırdılar, eşim çok şaşırdı, nereye gidiyorsun bizi bırakıp dedi, kaç gün süreceğinden habersiz bu işin. Ben Tavşanlı’dan neredeyse hiç ayrılmadım bu zamana kadar, doğaldı bu soruları sorması tabii. Ben bir söz verdim Ramis abiye (Tanacı) sözümü yerine getirmek benim için her şeyden önemliydi ve üzerime düşeni yaptım. Çevrem de çok şaşırdı, herkes unutmuştu çünkü artık benim bir filmde oynadığımı geçmişte, “ooo yine artiz mi oldun İsmail” dediler. (Gülüşmeler.) Sosyal medyada paylaştığım fotoğraflar çok yankı buldu. Biz “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini çektikten uzun yıllar sonra gösterebildik. Tavşanlı’da insanlar, bize takılıyorlardı, “film çektiniz, ama film ortada yok” diyorlardı, şaka yollu. Çocuktuk, alınıyorduk o zaman. Ama “Kiraz Mevsimi”nde öyle bir şey olmayacak, hemen festivallere katılacak film ve ardından gösterime girecek. Ahmet Uluçay yaşasaydı biz o vefasızlığı görmezdik, bize onu yapmaya cüret edemezlerdi. Allaha şükür “Kiraz Mevsimi”nde öyle bir vefasızlık yaşanmayacak. Başta  Ramis Tanacı ve Durmuş Akbulut olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum.