31.05.2016
Potemkin Zırhlısı Üzerine
Potemkin Zırhlısı, bilindiği gibi, 1905 ayaklanmasından esinlenerek, Nina Ferdinandovna Agadjanova’nın yardımıyla 1925 yazında yazdığım senaryodan oluşmuştur. Arşivimi karıştırdığımda çoğu kez bu filmin sayfalar dolusu çalışmalarına rastlarım.
Neler bulunmaz ki o sayfalarda! Bölük bölük diyaloglar, ara sıra unutulmasın diye iki kez yazılmış görüşler!
Şimdi düşününce şaşırıyorum.
Nasıl olur da doğru dürüst mesleki deneyi bile olmayan iki insan böyle bir yapıtı sahneye koymak cesaretini gösterebilir? Üstelik tek bir filmle… Fakat işe başka bir açıdan bakınca, olay kendiliğinden aydınlanıyor. Elimizdeki senaryo değil, o devrin olaylarının karakterini ve olayların birbiriyle olan ilişkilerini kapsayan bir müsvette yığınıydı. Yazılanları satır satır sahneye aktarırken, yirmi sene önceki olaylara yaşarcasına sadık kaldık. Bununla beraber, hazırladığımız taslakta yer
almayan bir iki sahneyi de fazla abartmadan filme ekledik. Örneğin: Odesa merdivenleri, cenaze töreninde etrafı sis kaplaması vs.
Filmin yapımında Agadjanova’ya yardımlarından ötürü teşekkür etmek isterim.
Nina’nın devrimi yaşarcasına perdeye aktarmakta katkısı büyüktür. Devrime 1917’den sonra katılan aydının “Onlar” ve “ben” duvarını aşarak “biz” Sovyet devrimcileri katına yükselmesi gerekirdi. Bu geçişi bir an önce gerçekleştirmemi, mavi gözlü bir kadına, alçak gönüllü,-sevgili Nune Agadjanova’ya (Ermenice’de Nina’ya Nune denir.) borçlu olduğumu bir kez daha belirtmek isterim.
Kendisini minnetle anıyorum .
***
Bir zırhlının filmini yapmak için, önce zırhlıyı bulmak gerekiyordu. 1905 yılındaki bir zırhlının hikâyesini perdeye aktarmak için ise, o yıllarda kullanılan zırhlıyı yaratmak gerekti. Yirmi yıl içinde
(1925 yazındaydık) savaş araçları adamakıllı değişmişti. Ne Finlandiya Körfezinde, ne de Karadeniz’de o yıllardan kalma bir zırhlıya rastlamak mümkün değildi. Sıvastopol açıklarında dalgaları yararak ilerleyen geniş güverteli eski model bir zırhlıyı nasıl edinebilirdik? Gerçek Potemkin yıllar önce parçalanmış, kalıntılarının nerede ve ne vaziyette olduğunu araştırmanın gereği kalmamıştı. Birden aklımıza 1905’lerin kahraman gemilerinden Potemkin’in tıpatıp eşi “On İki Havari” zırhlısı geldi.
Sivastopol körfezinin küçük koylarından birinde karaya oturmuş durmaktaydı eski zırhlı. Her yanı paslanmış, topları, direkleri hatta bacaları yok olmuştu. Koca zırhlıdan geriye bir iskelet bırakmıştı zaman. Ne var ki, kaderinde yeniden canlanmak, koca gövdesiyle sulara gömülmek, eski şanlı günlerini yaşamak varmış köhne zırhlının. İşe koyulduk. Önce gemiyi dört bir yandan sıkıca bağladık. Sonra paslarını temizledik. Eskimiş maden pek dayanıklı değildi. Gemi tamirata gelmiyor, Sivastopol körfezinin sularına gömülü kalmakta direniyordu. Sonunda biraz olsun işe yarar hâle getirdik.
***
“Potemkin Zırhlısı”nın çekimi, bize bir eser yaratmanın sarhoşluğu nedir tanıttı. O zevki yaşayan, bu işten vazgeçemezdi artık.
Sergei Eisenstein
Bir Sinemacının Düşünceleri