Predator: Av Yeniden Başlasın

Tayfun ÇİDEM

80’lerin modern klasiklerinden Arnold Schwarzenegger‘li “Predator” tam otuz bir yıl sonra yeniden beyaz perdeyle buluşuyor. Bu sefer yönetmen ve senarist koltuğunda tabiri caiz ise altyapıdan yetişen Shane Black oturuyor.

Bu seferki av partimiz, özel görevdeki bir paralı keskin nişancı olan Quinn McKenna’nın bir rehine kurtarma operasyonu esnasında düşen uzay gemisinde predator ırkıyla temasa geçmesi üzerine başlar. McKenna uzaylıdan ele geçirdiği birkaç ekipmanı daha sonra kanıtı olması için güvende olacakları ABD’deki evine postalar. McKenna’nın oğlu Rory asperger sendromlu ancak çok zeki bir çocuktur. Postayla gelen cihaz sayesinde uzaylı dilini çözen Rory bu kez “predator”lerin hedefinde kalacaktır. Onu kurtarmak ise babası ve babasının yetkililerce alıkonulduğu sırada tanıştığı bir grup eski askere düşecektir. Düğümlerin bir bir çözüldüğü, her aşamada yeni soruların akıllarda oluştuğu ve hiçbir şeyin aslında düşünüldüğü gibi olmadığı bir dünyadır bu.

Evrim Geçiren Bir Film

Zamanını kasıp kavuran, büyük bir izleyici kitlesini kendine fan edinen Predator bu kez kapsamı genişleyen evreni, çok boyutlu yan hikâyecikleri ve yeni nesil Amerikan sinema anlayışına uygun biçimde evrim geçirmiş olması ile iddialı bir bilim kurgu. Kanadalı genç aktör Jacop Tremblay’in oyunculuğu ise filme damgasını vurmuş.

Hikâyenin gelişimi boyunca izlediğimiz nefes kesici aksiyonun altında gizlenmiş bir de mesaj bulunuyor: “Kusur gibi görünen şeyler aslında birer armağandır.” Bir grup kendinden ümidi kesmiş adamın özündeki önemliyi bulması ve bir çocuğun eksik yönleri yüzünden görünmez olmak isterken içindeki cesareti bulması gibi. Bazen en zayıf görünen gerçek lider olabilir. Bazen hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir.

Kafamıza Vura Vura

Predator aynı zamanda oldukça protest bir tavırla kafamıza vura vura bir de ikazda bulunuyor. Sonumuz yaklaşıyor. Kendi sonumuzu hazırlayan yine bizleriz. Bir varlık nasıl oluyor da hem bu kadar akıllı hem bu kadar ahmak olabiliyor? Şüphesiz biraz düşünmek gerekiyor.

Uzun lafın kısası Predator (2018) sürükleyici senaryosu, zengin sinematografisi, oyunculuklardaki renklilik ile sizi hoş bir 105 dakikaya davet ediyor. Haydi, av başlasın!