29.01.2019

Shirkers: Geriye Giderek İleriye Gitmek

“Shirkers” 2018 yapımı, yönetmenliğini aynı zamanda film eleştirmeni olan Sandi Tan’ın yaptığı bir Netflix belgeseli. Üç genç arkadaş Sandi, Jasmine ve Sophie, akıl hocaları George Cardona ile beraber 1992 yılında Singapur’da o zamana kadar yapılmamış deneysel bir film yapmaya kalkışıyorlar. Belgesel, adını o dönemde çekilmeye çalışılan “Shirkers” filminden almış. Belgesel, döneme ait gerçek görüntülerin gücünü arkasına alarak filmi yapma sürecine ve ardından yaşananlara odaklanıyor. Shirkers’ ın üç gencin hayatlarını nasıl etkilediklerine, filmi ne pahasına olsun bitirmeye çalışan Sandi’ nin ve arkadaşlarının değişimine, filmin yönetmenliğini yapan George’ un gizemli dünyasına tanık oluyoruz. Singapur’ da bir şehir efsanesine dönen film hiçbir zaman yayınlamasa da sinema kitaplarındaki yerini alıyor.

Shirkers dilimize kaytaranlar, kaytarıcılar olarak çevrilebilir. Film özündeki hikâyeyi adından alıyor bir nevi. Senaryo ve başrol yine belgeseli yapan Sandi Tan’a ait. Genç bir kız Singapur sokaklarında dolaşıyor, kaytarıyor. Beraber ölüme gideceği birkaç çocuk topluyor, onları ailelerinden çalıyor. Aynı zamanda bir yolculuk filmi bu, yani en azından Sandi’nin anlattığına göre yapmak istediği.

Olan ve Olmayan Bir Film

Filmle ilgili anlatılanları gerçek görüntülerden izliyoruz. Yönetmenin elindeki çekilen ama bitmeyen, aynı zamanda olan ve olmayan Shirkers’ a ait sayısız görüntü iyi kotarılmış bir kurguyla tarihi belgelere dönüşüyor. Gerçek ile kurgunun, eski ile yeninin karışımı seyirciyi nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. 80’ li ve 90’ lı yıllara ait görüntülerle dönemin siyasi, sosyolojik durumu da kayıt altına alınmış. Tabi yıllar sonra görüntüleri izlerken böyle düşünüyor Sandi, seyirciyi de bu noktada yakalıyor. Filmin çekildiği yerlerin günümüzdeki durumları, kapitalizmin yükselişi gibi konulara da değiniyor film. Bu noktada da güçlü bağlar kurabiliyor seyircisiyle. Değişim ve ilerleme, olma ve olmama durumları üzerine iyi yorumlar getiriyor.

Sandi film yapma konusunda oldukça heyecanlı genç bir kız, komşusu ve en yakın arkadaşı Jasmin ile kimsenin izlemediği filmleri izleyip, zamanın fanzin dergilerinde yazılar yazıyorlar. Singapur’ un alt kültüründen beslenerek, bir yandan da üretiyorlar. Cesaretliler, kendilerine güveniyorlar, bir şeylerin değişmesi gerektiğini biliyorlar, sistemin tam karşısındalar. O dönemde çıkan Amerikan bağımsızlarını, Blue Velvet, Mystery Train gibi filmleri zor da olsa bir şekilde izlemeyi başarıyorlar. O döneme ait filmlerin görüntülerinin de belgesele eklenmesi ve filmler üzerinden anlatılan hikâye ve karakterle ilgili bağlar kurulması da özgün bir tercih olmuş. Dönemin güç şartlarında kendi kendilerini eğitiyorlar. Diğer yakın arkadaşları Sophie ile film okulunda yolları kesişiyor. Film okulundaki hocaları ise kendini Amerikalı bir yönetmen olarak tanıtan George Cardona oluyor.

Gizemli Adamın İzinde

George, 40’lı yaşlarında, garip bir adam. Soderbergh’in Altın Palmiyeli Sex, Lies and Videotapes filmimin kendisinden esinlenerek oluşturulduğunu iddia ediyor. İnsanlara hayatıyla alakalı hikâyeler anlatıyor, adamın ismi, yaşı ve nereli olduğu da muamma. George, yaşarken kendini gizeme dönüştüren, hayatı kurgu olan bir karakter, aynı anda olan ve olmayan bir adam, bir hayalet olmayı başarıyor. Tıpkı Shirkers gibi, belki de filmi kendine saklaması da bu yüzden. Evli ve çocuğu olduğu halde gece geç saatlere kadar Singapur caddelerinde araba yolculuklarına çıkıyorlar. Daha sonraları bu araba yolculukları Sandi’ yi etkiliyor ve Shirkers doğuyor. Üniversite eğitimleri için dünyanın dört bir yanına dağılsalar da 92 yazında Singapur ’da buluşup tüm zorluklara rağmen filmi çekmeyi başarıyorlar. Montaj işini her ne kadar güvenmeseler de George’ a emanet edip eğitimlerine geri dönüyorlar.

Belgeseldeki filmden etkileyici bir durum varsa o da George’ un hikâyesi oluyor. Adam kızları oyalıyor, filmi bitireceğini söylüyor ama bir türlü bitiremiyor. Sonra kendisinden haber alınamıyor. Shirkers’ ı çekme süreci George’ u bulma sürecine dönüşüyor. Sandi ve kızlar için yıllar sürecek, azaplarla dolu, hayatlarını kökünden etkileyen bir bekleme süreci bu. George adeta insanlarla oynamaktan, onların başarılarını baltalamaktan hoşlanıyor, en azından bize anlatılanlardan bunu anlıyoruz. Jasmine’ in deyimiyle gerçeküstü bir durumun içinde buluyorlar kendilerini ve saçma. Genç yaşta tüm heyecanlarıyla yaptıkları filmin makaraları George ile beraber yıllar boyu kıta kıta dolaşıyor.

Geçmişin Hayaletleriyle Yüzleşme

Shirkers belgeseli bir arabanın geri geri gittiği görüntülerle açılıyor. Sandi’nin sesi duyuluyor: “Geriye gitmeden ileriye gidilemez.” Belgesel özünde bir yüzleşme hikâyesi. Sandi’ nin arkadaşlarıyla ve George ile yüzleşmesi, aradan geçen uzun yılların ardından efsaneye dönüşen Shirkers ile yüzleşmesi. İnsanın hayatının merkezine aldıklarıyla, insanlarla, arkadaşlarıyla, hayatının içinde ne varsa yıllar boyunca kabul etmediği, sürüklendiği, umut içinde olduğu şeylerle arasındaki perdeyi ortadan kaldırıyor film. Her izleyen için Shirkers başka bir şey olacaktır kuşkusuz. Yaşam denen bu yorucu yolculukta bir ara durup soluklanmalı, geçmişin derinliklerine inerek bizi biz yapan ne varsa söküp almalı ve arkamıza aldıklarımızı kabullenerek umutla ilerlemeye devam etmeli.