09.03.2018

The Strangers: Prey at Night –Nedensiz Şiddet Gecesi

The Strangers Yıllar Sonra Devam Filmiyle Döndü

Vasat korku filmleriyle tanınan Johannes Roberts yeni filminde bir dönem gişe anlamında yapımcılarını mutlu eden The Strangers’ın devam filmiyle karşımıza çıktı. Ziyaretçiler: Gece Avı adıyla ülkemizde vizyona giren filmin ilk halkasında, bir grup maskeli kişinin bir eve girip ev sakinlerini rahatsız etmelerini konu ediniyordu. Şiddet sahnelerinin ve gerilimin sessizliğin içinde etkili olduğu yapım, kendince bir hayran kitlesini yakalamayı başarmıştı.

Ancak yakın dönemde beklenen devam filmi uzun yıllar sonra hayata geçti. İlk filmde tamamı bir evin içinde geçen bir filmle sıkışmışlık hissini iyi veren bir korku filmi olan Strangers, ikinci filmde daha geniş bir alanda insanları rahatsız eden maskelileri konu alıyor. Bu sefer tatile çıkan bir ailenin konaklamak için durdukları bir kamp stili motel serisinde başlarına gelen talihsiz kaçma kovalama mücadelesi filmin odak noktasını oluşturuyor.

Az Bilgi, Az Mantık…

İlk filmde ana karakterlere dair çok az bilgi veren ve bu bilgisizliği tekinsizlik olarak kullanan film, izleyicinin kafasında çok fazla soru işareti bırakması nedeniyle senaryo anlamında pek de yaratıcı davranmıyordu. Nitekim bu film de aynı esastan yola çıkararak nedensiz bir aile içi gerilim yaratılmış. Yatılı bir okula gidecek kızlarına sanki cinayet işlemiş bir mahkum muamelesi çeken ailenin neden böyle bir tavır aldığı bilinmiyor.

Nitekim kötülük figürleri olan maskelilerin, kendilerince bir ahlak arayışına girerek 80’lerin korku filmlerindeki ucuz nedenlerin arkasına doğal olarak saklanırken, bunu metne yedirmeyişleri ayrı bir soru işareti olarak akıllarda tıkanmaya yol açıyor. ABD’deki nedensiz işlenen şiddet olaylarından ilham alan bir serinin yine nedensiz şiddeti sinemaya taşırken bir anlam yaratmamaya çalışması açıkçası filmin çıkmazlara girmesine neden oluyor. Madem bir arayış içine girilmeyecekti, o halde neden reality şov yerine sinema aracı olarak seçildi ki?

Kanlı Sahneler Bir Filmi Kurtarabilir mi?

Filmin maskeli karakterlerinin mutlak bir şekilde tüm insanlara hükmetmesi ve normal dışı bir şekilde bir noktadan diğer noktaya ışınlanmaları, hem hikâye kurgusu olarak mantık dışı, hem de gerçekçilik anlamında hayal kırıklığı yaratan faktörlerin başında geliyor. Kurbanların ne olursa olsun, kötü karakterlere karşı avantajlarını bir yol bulup teslim etmeleri ise ayrı bir skandal! Finaldeki sahne dışında hiçbir şiddet sahnesinde zorunlu kalmadıkça mücadele etmeyen kurbanların, ölmek için çabalamaları ise içler acısı gözüküyor.

Sonuç olarak gerilim filmlerini sevenlerin amaçsızca izleyebilecekleri bir nevi kesme biçme seansı olarak adlandırılabilecek bu film, belli ki insanın “id” noktasına parmak bastığından dolayı çekici hale geliyor. Ancak kurgulanan hikâyenin bir çıkmaz sokağa benzemesi ve ne yaparsanız yapın bir yerde mantıksızlıklara teslim olmanız filmin iyi bir film olmamasına neden oluyor. Dolu vizyon haftasının tür bakımında çekici, film olarak itici yapımı olarak değerlendirebiliriz.