01.06.2017
Tolga Akman’la Şipşak
1-Sinemada izlediğiniz ilk film?
“Hayalet Avcıları”. Zannedersem 4 ya da 5 yaşındaydım. Avşa’ya tatile giderdik biz her yaz. Avşa’da açık hava sinemasında izlemiştim. Çok enteresan gelmişti. Beyazperdede bir şey izliyorsun, onun arkasında mı bir şey oluyor, o mu yansıyor, onun tekniğini çözene kadar… 🙂 Onun için Hayalet Avcıları çok özeldir benim için.
2-Kendinize en yakın hissettiğiniz film?
Nadine Labaki’nin “Peki Şimdi Nereye?” filmi. Gerçekten defalarca izlediğim ve hala izleyebileceğim bir film. Nadine Labaki’yi çok seviyorum. İlk filmi Caramel o kadar iyi bir film değildi ama ilk filminde yaptığı hatalardan ders çıkartıp ikinci filminde neredeyse kusursuz bir iş çıkarmış. Çok iyi bir senaryo, çok iyi oyunculuklar, çok iyi müzikler…
3-Yarısında çıktığınız film var mı?
Mel Gibson’un oynadığı “Sırlar Oteli” filmi. İlk defa öyle bir şey yaptım. Bir tiyatro oyunundan asla yarıda çıkmam ama bu filmde öyle bir şey yapmıştım çünkü film akmıyordu ve çok sıkılmıştım.
4-Bu rolü ben oynamalıydım dediğiniz bir rol var mı?
Yok galiba. Bir filmi ya da tiyatro oyununu izleyince bazen “keşke ben oynasaydım” diye düşünürüm ama çok da fazla kafaya takmam. Sonuçta olmuş, bitmiş bir iş. Zaten olmayacak bir şey için çok da fazla düşünmem, hayallere kapılmam.
5-Uykunuzu kaçıran bir film var mı? (Korku filmi olmak zorunda değil)
Yok hayır. Hiç olmadı.
6-Hâlâ izlemediğiniz için utandığınız bir film var mı?
Tarkovsky’nin filmlerini hala izlemedim ama bilgim var. 🙂 Oturup hepsini izlemem gerekiyor bir oyuncu olarak fakat o kasvet beni biraz geriyor.
7-Sinemada kahramanınız kim? (Gerçek ya da kurgusal olabilir)
Fight Club’da Edward Norton’un oynadığı karakter. Bence çok iyi yazılmış ve oynanmış bir karakter.
8-Sizin için bir filmde öncelikli olan hikaye mi yoksa teknik/görsellik mi?
Tabii ki hikaye. İlk aşamada hikayeye bakmak gerekiyor. Film kötü bir teknikle ya da çok az bütçeyle çekilse de hikayeyi doğru şekilde anlatıyorsa yönetmen, ortaya güzel bir şey çıkabiliyor. Ama tabii ki teknik de önemli.
9-İçinde bulunmak istediğiniz bir proje ya da çalışmak istediğiniz bir yönetmen var mı?
Türkiye’deki oyuncuların çok klişe bir cevabı olarak Nuri Bilge Ceylan’la elbette ben de çalışmak isterim. Onun dışında Taylan Biraderler’le de çalışmayı çok isterim. Çok iyiler, Küçük Kıyamet de sevdiğim filmlerinden biri. Ve son olarak Yeşim Ustaoğlu da çalışmak istediğim yönetmenlerden.
10-Hayatınız film olsa adı ne olurdu?
Hayallerin Peşinde olabilir. Çünkü çocukluktan beri yaptığım şey o. Bir hayalim vardı, oyuncu olmak ve bu alanda iyi şeyler yapmak. Bundan zaman zaman vazgeçtiğim anlar olmuştu. O da tam olarak 20’li yaşların başında “konservatuvara gitmeli miyim, gitmemeli miyim?” kararsızlığı yaşadığım döneme denk geliyor. Ama çok azdır bu anlar. Belli bir yerden sonra “evet, artık ben bu yolda devam etmeliyim” diyip hayallerimin peşinden gittim. O yüzden “Hayallerin Peşinde” ismi klişe de olsa iş yapabilir belki vizyonda. 🙂
11-AVM sineması mı sokak sineması mı?
Elbette sokak sineması. Hatta mümkünse açık hava sineması, gazoz, leblebi, tahta sandalyeler… Tabii böyle bir dönemde, AVM’lerin şehirleri ele geçirdiği bir zamanda bu nasıl mümkün olabilir bilemiyorum. Bu söylediğimi artık sadece dönem filmlerinde görebiliyoruz.