11.05.2019
Vizyon Menüsü – 10 Mayıs
Bu hafta vizyona giren filmlerden sizlerin beğeneceğini umduğumuz iki adet yabancı, bir adet ise yerli yapım önermek istiyoruz.
Yuva
Bu hafta vizyon menümüzün parlayan yıldızı listenin tek yerli filmi olan Yuva. İlk filmi “Körfez” ile sinemaseverlerin takip etmesi gereken yönetmenler listesine girmeyi başaran Emre Yeksan’ın ikinci uzun metrajı olan film bu haftanın en öne çıkan yapımı. Dünya prömiyerini geçtiğimiz sene gerçekleştirilen 75. Venedik Film Festivali’nde yapan film, ülkemizde ise ilk olarak, geçtiğimiz sene gerçekleştirilen 25. Uluslararası Adana Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu. Film ayrıca geçtiğimiz ay gerçekleştirilen 38. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma Bölümü’nde yer almış ve burada Jüri Özel Ödülü, En İyi Erkek Oyuncu (Kutay Sandıkçı) ve En İyi Görüntü Yönetmeni (Jakub Giza) olmak üzere festivalde üç ödül birden kazanmıştı.
Film, iki kardeşin toprağın altından çıkardıkları yeni bir yuvanın hikâyesini konu ediniyor. Veysel’in ormanda sürdüğü münzevi hayatın sükûneti, yaşadığı arazinin satılmasıyla bozulur. Veysel’i ziyarete gelen Hasan, ağabeyini şehre dönmeye ikna etmeye çalışmaktadır. Araziyi tahliye etmedikleri için tehdit altında olan iki kardeşin yıllar sonra gerçekleşen yüzleşmesi, büyülü bir yuvanın (toprağın altında yepyeni bir dünyanın) keşfedilmesini sağlar ve olaylar gelişir. Yönetmenin ilk filmindeki başarısının ardından ikinci filmi de izlemeye değer bir yapım olarak seyircisini bekliyor.
Adaletsiz (Dragged Across Concrete)
Bu haftanın öne çıkan filmlerinden ikincisi Adaletsiz (Dragged Across Concrete). Dünya prömiyerini geçtiğimiz sene gerçekleştirilen 75. Venedik Film Festivali’nde yapan film, ülkemizde ise ilk olarak, geçtiğimiz ay gerçekleştirilen 38. İstanbul Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu. ”Brawl in Cell Block 99” ve ”Bone Tomehawk”da normları göz ardı eden kendine özgü tarzıyla ünlenen metal müzisyen, romancı, sinemacı S. Craig Zahler’in yönettiği yeni filmi parlak oyuncu kadrosu, Tarantinovari diyalogları ve sert sahneleriyle öne çıkıyor. Başrolleri üstlenen Mel Gibson ve Vince Vaughn’un emniyetten atılan polisleri canlandırdığı film, bu iki ırkçı ve şiddet eğilimli polisin beş parasız kalınca daha da pis işlere karışmalarını izliyor. Film, kara filme yaklaşırken 1970’ler sömürü sineması öğelerine de göz kırpan, ”Taxi Driver”, ”Dog Day Afternoon” gibi filmlerden esinlenen, adaletin hiçbir yerde görünmediği, toplumsal bölünmüşlüğün ve bağnazlığın zirveye ulaştığı bir ABD portresi çizen, özgün bir ”ucuz roman”. Filmi festivalde kaçıran sinemaseverlere duyurulur.
Gölge Savaşçı (Ying – Shadow)
Bu hafta sizlerin beğenisine sunduğumuz üçüncü ve son film ise Gölge Savaşçı (Ying – Shadow). Dünya prömiyerini geçtiğimiz sene gerçekleştirilen 75. Venedik Film Festivali’nde yapan film, ülkemizde ise ilk olarak, geçtiğimiz ay gerçekleştirilen 38. İstanbul Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu. Filmlerinde wuxia Uzakdoğu savaş sanatı türünün en parlak örneklerini veren Zhang Yimou, 3. yüzyılda geçen göz alıcı yeni filmiyle beyazperdeye dönüyor.
Filmin hikâyesinin merkezinde, Üç Krallık döneminde, halkın taleplerine rağmen sürgüne yollanan bir kral yer alıyor. Film, iki hanedanın içerisinde bulunduğu iktidar savaşında, Komutan Yu ve yetiştirdiği gölge savaşçının dengeleri değiştirmesini konu ediniyor. Dost görünümlü iki düşman hanedanlık bir güç savaşı içerisindedir. Genç ve tehlikeli bir kralın yönettiği Pei hanedanlığında Komutan Yu tehdit altındadır. Ama komutanın bir sırrı vardır. Yerine kendisine benzeyen bir ”gölge” yetiştirmiştir ve böylece Pei’nin düşmanlarını ve hatta kendi kralını bile kandırmayı başarmıştır. Düşmanlarını devirmek için kral ve komutanı, gizli bir saldırı planlamıştır. Ancak daha önce hiç görülmemiş bir savaşın eşiğindeyken Komutan Yu’nun yerine geçen gölgesinin de başka planları vardır. Film, Çin geleneksel mürekkep sanatından esinleniyor ve yine her karesi tablo gibi kurgulanmış, kurduğu dünyadan atmosferine ve aksiyonuna her yönüyle nefes kesici bir tarihi kahramanlık hikâyesi anlatıyor.