30.08.2019
Vizyon Menüsü – 30 Ağustos
Bu hafta vizyona giren filmlerden sizler için derlediğimiz üç adet yabancı yapım önermek istiyoruz.
Bu haftanın vizyon menüsünde yer alan ilk film Elveda Oğlum (Di jiu tian chang – So Long, My Son). Dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 69. Berlin Film Festivali’nde yapan ve burada Gümüş Ayı En İyi Kadın Oyuncu (Mei Yong) ile Gümüş Ayı En İyi Erkek Oyuncu (Jingchun Wang) ödüllerini kazanan film, ülkemizde ise ilk olarak bu sene gerçekleştirilen 38. İstanbul Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu. “Pekin Bisikleti”, “Sürüklenenler”, “11 Yaşındayım”, “Kızıl Amnezi” filmlerinin yönetmeni Wang Xiaoshuai’ın “epik bir melodram” sözleriyle övülen son filmi, her iki başrolüne de Gümüş Ayı ödülünü getirdi. 30 yıllık bir süreci anlatan film, Çin’in tek çocuk politikasının yıkıcı etkilerini derinden yaşayan bir çifti izliyor. Ülkenin ekonomik büyümesinin ardından gelen toplumsal dönüşümünü de gözlemleyen film sevgi, arkadaşlık, çocuk sahibi olmak, keder, affetme gibi kavramlara da değiniyor.
Bu haftaki vizyona menümüzde yer alan ikinci film ise romantik komedi türündeki New York’ta Yağmurlu Bir Gün (A Rainy Day in New York). Film, hafta sonu için planladıkları New York gezisi sırasında kötü hava şartları ve tuhaf olaylar sonucu yolları ayrılan Gatsby ve Ashleigh’nin hikâyesini anlatıyor. Üniversiteli âşıklar Gatsby ve Ashleigh New York’ta baş başa geçirecekleri romantik ve güneşli bir hafta sonu planlar. Ancak şehre ayak basmalarıyla birlikte güzel hava yerini sağanak yağışa bırakırken, kahramanlarımızın yolları bu devasa ve karmaşık şehirde ayrılır. Birbirinden tuhaf karşılaşmalar ve maceralar yaşayan Gatsby ve Ashleigh, bir yandan da yeniden yan yana gelebilmenin yollarını aramaktadır. Film, Woody Allen’dan, en sevdiği şehre güzelleme mahiyetinde uçarı bir romantik komedi.
Bu haftalık sizler için önereceğimiz üçüncü ve son film ise Abigail: Sınırların Ötesinde (Abigail). Film, salgın hastalık kisvesi altında özel güçlere sahip insanların alıkoyulduğu bir ülkede yaşayan ve kendisi de özel güçlere sahip olan Abigail’in hikâyesini anlatıyor. Salgın bir hastalık yüzünden sınırları kapatılmış bir ülkede yaşayan Abigail henüz 6 yaşındayken, o hastalığa yakalanan babası yetkililer tarafından götürülür. Abby özel güçleri olduğunu ve aslında yaşadığı o şehrin de sihirlerle dolu olduğunu anladığı gün aslında o salgın hastalığın sadece özel güçleri olan insanları götürmek için bir bahane olduğunu fark eder ve babasını aramaya koyulur.