24.08.2022
Vizyon Menüsü – 9 Kasım
Halil ŞİMŞEK
Bu hafta vizyona giren filmlerden sizlerin beğeneceğini umduğumuz üç adet yabancı yapım önermek istiyoruz.
Suspiria
Bu hafta vizyona giren filmler arasında adıyla en çok heyecanlandıran ve size önereceğimiz ilk film, geçen yıl Filmekimi’nde izlediğimiz ve çok ses getiren Beni Adınla Çağır (Call Me By Your Name) filminin yönetmeni Luca Guadagnino’nun yönetmenlik koltuğunda oturduğu korku türündeki Suspiria. Giallo türünün en bilindik filmlerinden olan ve Dario Argento’nun 1977 başyapıtı Suspiria’nın yeniden çekimi olan filmin konusu, orijinaliyle neredeyse aynı. Dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 75. Venedik Film Festivali’nde yapan film, ülkemizde ise ilk olarak Filmekimi 2018’de seyirci ile buluşmuştu.
Kült klasiğin hikâyesini yeniden ele alan modern Suspiria, namı tüm dünyaya yayılmış bir dans okuluna başlayan genç bir dansçının ve okulun etrafında gelişen tekinsiz olaylar silsilesini anlatıyor. Amerikalı balerin Susie, Berlin’deki saygın bir dans akademisine, tam da Patricia adlı bir öğrencinin esrarengiz şekilde kaybolduğu bir dönemde katılır. Akademinin sanat yönetmeni Madam Blanc gözetimi altında dans eğitimine devam eden Susie, Sara adlı bir öğrenciyle de arkadaşlık kurar. Kısa bir süre içerisinde art arda yaşanan kanlı cinayetlerle beraber Susie, akademinin karanlık bir sırrı olduğunu anlar ve seyirciyi gözünü kırpmadan izleyeceği olaylar gelişir. Guadagnino’nun “yeniden çevrim değil, orijinal filmin uyandırdığı inanılmaz hisse bir saygı duruşu” olarak tanımladığı yeni Suspiria’nın müzikleri Radiohead’den Thom Yorke tarafından bestelendi, koreografiler ise sinema, tiyatro, moda ve dans alanlarında tanınmış sanatçı Damien Jalet’ye ait. Filmekimi’nde izleme fırsatı bulamayanlara ve ilk filmi izleyip onunla karşılaştırmak isteyenlere duyurulur.
Overlord Operasyonu (Overlord)
Bu haftanın vizyon menüsünde kendine yer bulan ikinci yapım Overlord Operasyonu (Overlord). J.J.Abrams’ın yapımcılığını, Julius Avery’nin yönetmenliğini üstlendiği film, Normandiya Çıkarması’na saatler kala verilen bir görevin tamamlanma çabasını konu ediniyor. Normandiya Çıkarması’na saatler kala Amerikan paraşütçü askerlerden oluşan bir ekip, saldırının başarısı için hayati önem taşıyan bir görevi yürütmek üzere Nazi işgali altındaki Fransa’ya indirilir. Garnizon olarak kullanılan bir kilisenin üzerindeki radyo vericisini yok etmekle görevlendirilen umutsuz askerler, kilisenin duvarlarını aşmak ve kuleyi yıkmak üzere genç bir Fransız köylüsüyle güçlerini birleştirirler. Fakat sayıca az olan Amerikan askerleri, kilisenin altındaki gizemli bir Nazi laboratuvarında dünyada benzeri olmayan düşmanlarla karşı karşıya gelir ve gizem dolu olaylar gelişir.
Cameron Post’a Ters Terapi (The Miseducation of Cameron Post)
Bu haftanın vizyon menüsünden önereceğimiz üçüncü ve son film ise Cameron Post’a Ters Terapi (The Miseducation of Cameron Post). Dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 14. Sundance Film Festivali’nde yapan film, ülkemizde ise ilk olarak bu sene gerçekleştirilen 37. İstanbul Film Festivali’nde seyirci ile buluşmuştu. Emily Danforth’un romanından uyarlanan film, sıcak ve özgün bir büyüme hikâyesini anlatıyor. Filme adını veren Cameron Post, lisede herkesin gıpta ettiği bir kızdır. Cameron mezuniyet gecesinde bir kızla sevişirken yakalanır ve bunun üzerine zorla bir ”dönüştürme terapisi” merkezine yollanır. Disiplin, ahlak, ”düzcinselleştirme” gibi yöntemlerin uygulandığı bu tuhaf merkezde Cameron yeni arkadaşlar edinerek kimliğine ve kişiliğine sahip çıkmaya çalışır. Diğer iki filme alternatif arayan sinemaseverlere duyurulur.