06.02.2018
Yönetmen Koltuğu: Alejandro Jodorowsky
3)El Topo (Köstebek) – 1970
Jodorowsky’nin tartışmasız en büyük başyapıtı, sınırları aştığı filmi El Topo, sinema tarihinin en önemli kült filmlerinden biridir aynı zamanda. Bu sürrealizmin sınırsız kapılarını biz seyirciler için aralayan film olan El Topo, mekân olarak tam anlamıyla bir western izleyecekmişiz hissiyatını ilk andan yaşatır. Lakin karşımıza çıkan karakterlerin sürekli doğu felsefesinden konuşmaları ve doğu felsefesine ait imgelerin varlığı daha çok eastern bir film ile karşı karşıya bırakıyor bizleri. Aynı zamanda bir Spaghetti Western filminden beklenilen bol kan, vahşet, işkence de El Topo’da hazır ve nazırdır. Velhasıl kelam El Topo’yu bir türe dâhil etmek oldukça zor ve anlamsızdır.
Bir baba, oğul ve kutsal ruh hikâyesi olarak okunabilecek filmde El Topo’yu (Alejandro Jodorowsky)Tanrı, oğlunu da İsa ya da El Topo’yu İsa, oğlunu da onun peşinden giden insanlık olarak düşünebiliriz. Tanrı’nın yolu yani El Topo’nun yolu ona Marah ismini koyacağı kadın ile karşılaşmasından sonra değişir. O güne kadar kötüleri öldürerek bir nevi adaleti sağlayan El Topo, yeryüzünün dört büyük kitabının yollandığı peygamberleri temsil eden dört ustayı, hile vs gibi yollarla öldürür. Daha sonra ise yeniden doğarak, adeta bir Mesih gibi yoldan çıkan insanlığı yola getirmeye, zulme uğrayanlara yardım etmeye gelir. Ama ne çare…
Her Anı Dopdolu Bir Yapım
Jodorwsky’nin bir ateist olmasına rağmen dinleri, dini kurumları vs eleştirmek adına birçok dini metafor kullandığı filmlerinden biri olan El Topo, her anı anlam dolu, her imgesi, her dönemeci metaforlarla, alegorilerle döşenmiş bir yapım. İlluminati’den dört büyük peygambere, mesihten, keşişliğe inanç adı altında bugüne kadar var olmuş akla gelebilecek her şeyi karşımıza çıkarır Jodorowsky. Metafor olarak kullanmayı çok sevdiği hayvanları, bedensel engelli karakterleri, eşcinsel ilişkileri gibi Jodorowsky sineması denilince ilk akla gelen her şey El Topo’da arz-ı endam ediyor.