29.11.2017

Yönetmen Koltuğu: Robert Bresson

1)Journal d’un curé de campagne (Bir Taşra Papazının Güncesi) – 1951

“Her gün tam bir içtenlikle yazarak yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Hayatın en basit ve önemsiz sırları gerçekte herhangi bir giz izinden yoksundur.”

Bir taşra papazının günlüğüne yazdığı bu sözlerle açılan film, biz seyircileri daha sonra da sık sık iç ses olarak duyacağımız papazın sesiyle tanıştırır. Andrey Tarkovski’nin en sevdiği film olan Journal d’un curé de campagne, midesinden rahatsız olan bir taşra papazının sıkıntılı, yalnız ve bunalımlı sürecine ortak eder bizleri.  Kötülüğün hâkim olduğu, inançlara ise artık müsamaha gösterilmediği bir zamanda inancını kaybetmemeye çalışan papazın, hem mide ağrılarından dolayı fiziki acılarına hem de yalnızlık, itelenmişlikten dolayı ruhsal acılarına şahit oluyoruz. Fakat film hiçbir anında ne papaza ne de biz seyircilere acıyarak hissedilen acının dozunu azaltır. Aksine her geçen dakika daha kasvetli daha zorlayıcı bir hal alır. Film boyunca belki tek nefes alınan yerler papazın kiliseden çıkarak bisikletine binip bir yerlere gittiği anlar olur. Zira Kilise içerisindeki iç karatıcı hava dışarıda kendini daha aydınlık daha umut dolu bir havaya bırakır.

Bresson’un yine bulduğu usta bir model ile ete kemiğe bürünen papaz, ifadesiz oyunculuğuyla asla Bresson’un istediğinden daha fazla ona yakınlık duymamıza izin vermez. Lineer akan hikâyede müziğin yokluğunu gereğinden fazla duyduğumuz çan sesi alır. Bresson her filminde yaptığı gibi yine ortam seslerini yüksek sesle vererek görüntü yerine sesin anlatıcılığına sık sık başvurur. Kilise’nin görüntüsünden çok varlığını çan sesi ile idrak eder ve onun her ne olursa olsun tüm heybetiyle varlığını sürdürdüğüne şahit oluruz.

Tüm filmlerinde hakikati arayan Bresson, bu filmde de belli bir nihayete eremez. Sorgulayışını sürdürdüğü bu filmde de yer yer dini sorgulasa da onu da bir türlü terk edemez. Tarkosvki filmleriyle en çok akrabalığı bulunan Journal d’un curé de campagne, bir nevi tüm düşünürlerin bitmez bilmez sorgulayışının küçücük bir halkası olarak tarihte yerini alır.