29.11.2017

Yönetmen Koltuğu: Robert Bresson

4) Au hasard Balthazar (Rastgele Balthazar) – 1966

“Doksan dakikada insanlık tarihi”

Godard’ın bu sözlerle tanımladığı Au hasard Balthazar, gerçekten de insanlığı en net haliyle tanımlayan filmlerden biri. Balthazar isimli bir eşeğin, doğduğu andan ölümüne kadar yaşadıklarını mercek altına alan film, aynı zamanda bu sürece, büyüme sancıları yaşayan Marie isimli bir genç kızı da ortak eder. Bresson, insanlığın bir hayvana ve bir kadına nasıl yaklaştığını gözler önüne sererken çekildiği zamanın çok çok ötesinde bir görüş dile getirir.

Elbette Bresson, dile getirdiklerini sadece Balthazar ya da sadece hayvanlar üzerinden okumamızı istemiyor bu filminde. Aslında filmin isminde de olduğu gibi Balthazar, rastgele biri olabilir. Balthazar, zulüm gören, aşağılanan, hor görülen, yaşam hakkı, umutları elinden alınan tüm canlıları temsil eder aslında. Öncelikle de hayvanları, kadınları, çocukları… Zira Bresson, filmdeki kötülüğün temsili olarak bir erkeği seçer.

Müzik kullanımını pek de benimsemeyen Bresson’un bizi Schubert’in piano sonatı ile ihya ettiği Au hasard Balthazar, yönetmenin diğer filmleri gibi minimalist tavrından asla ödün vermiyor yine de. Anne Wiazemsky bu ilk deneyiminde tam da Bresson’un istediği gibi donuk oyunculuğuyla harikalar yaratıyor. Özellikle Marie ile Balthazar’ın birlikte oldukları sahnelerin muazzamlığına paha bile biçilemez. Ellere odaklanma konusundaki takıntısı ayyuka çıkan Bresson’un bu filmde ayakların cazibesinden de kendini alamadığı hemen anlaşılmakta. Özellikle de Balthazar’ın çile çeken ayakları gözümüzün ödünden gitmez asla.