01.06.2016

Züccaciye Dükkânında Bir Sinefil – 5

Efendim, dükkânımızın bu haftaki teması ‘’Afrika’da Savaş’’. Tarihi kanla yazılmış bu kara kıtanın farklı çağlardaki değişik bölgelerinin birbirinden o kadar da uzak bir kadere sahip olmadığını sizlere gösterebilmek için, insan ruhunun karanlık dehlizlerine ışık tutmayı amaçlayan Breaker Morant, Cobra Verde ve Far From Men’i vitrinimize bırakıyoruz. Savaş bu kadar yakınken sinemadan daha iyi bir rehber kim bulabilir ki zaten?

Breaker Morant (1980)

Bruce Beresford’un yönettiği Avustralya menşeli Breaker Morant, günümüzün Güney Afrika devleti sınırları içerisinde kalan bölgede, 1899-1902 yıllarında, İngilizler ile Alman destekli beyaz yerliler arasında gerçekleşen Boer Savaşı’nın karanlık yönlerini ele alan bir eser. Boer Savaşı’nda Nazilere ilham verecek kadar kirli savaş yöntemleri uygulayan İngiltere’nin bünyesinde yer alan iki Avustralyalı asker Morant ile Handcock’ın işlediği savaş suçlarından ötürü yargılanma sürecine odaklanan Breaker Morant, yeryüzündeki bütün savaşlara genellenebilecek hususlar üzerine eğilerek zihin açıcı bir eser olmayı başarıyor. Emir-komuta zincirinde, emri verenin mi yoksa uygulayanın mı suçlu olduğu sorusu üzerinden onlarca yan başlık açan ve vahşileşen bir varoluş mücadelesinin tezahürü olan savaşların en büyük kurbanının kim olduğunu bulmayı amaçlayan bu kıymeti bilinmeyen eseri vitrinimizin orta yerine bırakıyoruz ki savaşın nasıl bir şey olduğunu asla unutmayalım.

Cobra Verde (1987)

Usta yönetmen Werner Herzog’un yönettiği ve Avrupa’dan çıkan en iyi oyuncuların başında gelen Klaus Kinski’nin eşsiz bir performansla tek başına sürüklediği Cobra Verde, insanoğlunun en büyük utancı olan köleliğe odaklanıyor. Brezilya’daki şeker plantasyonlarından Batı Afrika kıyılarında yer alan Almeria’daki köle kalelerine kadar uzanan bir hikâyenin kahramanı olan Francisco da Silva’nın Cobra Verde’ye dönüşümü üzerinden vahşi insan doğası manzaraları sunan bu klasiği kelimelere dökmek pek mümkün olmadığından lafı fazla uzatmıyoruz; köleliğin saf gerçeklikle harmanlandığı Cobra Verde’yi izleyip de unutabilen bir insanoğlu tanımadığımızdan gönül rahatlığıyla tezgâha koyuyoruz efendim.

Far From Men (2014)

Geçtiğimiz yıl ülkemizdeki festivallerde gösterilmiş olmasına rağmen yeterince bilinmeyen David Oelhoffen’in yönettiği ve Viggo Mortensen’in başrolünde yer aldığı Far From Men, ruhu olan savaş filmleri içerisinde şimdiden özel bir yer edinmiş durumda. Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan ve insanın her türlü toprak parçasından daha değerli olduğu gerçeğini bir an bile göz ardı etmeyen bu eser, Cezayir Savaşı’nın ortasında vicdanıyla tarafı arasında sıkışan köy öğretmeni Daru ile onun gözetimine verilen mahkûm Muhammed arasındaki zoraki kader birliği üzerinden insan olmaya dair güçlü sözler sarf ediyor. Albert Camus’nun ‘’Misafir’’ adlı öyküsünden uyarlanan ve Nick Cave’in enfes müzikleriyle tahrip gücünü kat be kat artıran bu yüreği kocaman eseri dükkânımızın en özel köşelerinden birine yerleştiriyoruz, ayağınıza kadar gelen bu eseri ikinci defa taca atmayacağınıza olan inancımız tam.