Züccaciye Dükkânında Bir Sinefil – 11

Malumunuz deniz bitti ve vahşi doğuyu tüm hücrelerimizde hissediyoruz artık; bu nedenle, overlokçu misali, vahşi batının dikkate değer eserlerini hayatta kalma kılavuzu olarak kullanabilmeniz için ayağınıza kadar getiriyoruz. Robert Aldrich’in Vera Cruz’unu, Sydney Pollack’ın Jeremiah Johnson’ını ve Fred Zinnemann’ın High Noon’unu, Spagetti ya da Macaroni Western’e hiç bulaşmadan oluşturduğumuz “Büyük Yönetmenlerden Her Eve Bir Western” paketinin içine özenle yerleştirdik. Bir üst aşamaya geçtiğimizde kıyamet sonrası eserlerimizle bu zorlu dünyada size kılavuzluk etmeye devam edeceğimize emin olabilirsiniz.

Vera Cruz (1954)

Daha önce de dükkânımızda ağırladığımız usta yönetmen Robert Aldrich, elini attığı türden boş çıkmayan yönetmenlerden biri olarak Vera Cruz ile konuk olduğu western türünün en iyi işlerinden birine imza attığı gibi, girizgâhta hiç bulaşmadığımızı öne sürdüğümüz ama sözümü tutamadığımız Spagetti Western türünün de ilk örneğini ortaya koymuştur. Tamamı Meksika’da ve iç savaş yıllarında geçen; Gary Cooper, Burt Lancaster, Ernest Borgnine (Charles Bronson da Charles Buchinski adıyla ufak bir rolle yer almaktadır.) gibi aktörlerin yer aldığı bu enfes eseri, olası ve uzun bir iç savaşta paralı asker olarak yolunu bulmayı planlayan güruha yol gösterebilmesi için paketimizi içerisine yerleştirdik efendim.

Jeremiah Johnson (1972)

Jeremiah Johnson western kalıpları üzerine inşa edilen bir film olmasına rağmen, genel kanının aksine, bir western eseri değildir; illa bu tür içerisinde ele alınacaksa da anti-western olarak değerlendirilmesi Pollack’ın yapmaya çalıştığına yakışır bir niteleme olacaktır. Dağları kendine mesken edinen ve doğanın çetin şartları karşısında bir başına ayakta kalmaya çalışan Jeremiah Johnson’ın hikâyesini hem dağlarda bir başınıza kaldığınızda yapmanız gerekenleri öğrenebilmeniz hem de bugünkü doğaya yolculuk filmlerini yerden yere vurabilmeniz için paketin içine yerleştirdik; Sydney Pollack ile Robert Redford da cabası.

High Noon (1954)

Western diye kapı açıp ilk iki eserde yan çizmemizi hoş görmenizin mükâfatı olarak katıksız bir western ile sizleri ödüllendiriyoruz efendim. Fred Zinnemann’ın yönettiği, koruyup kolladığı kasaba halkı tarafından alenen “satılan” şerifi Gary Cooper’in canlandırdığı bu harika eser, sosyal olgularının yanında, McCarthy’nin cadı avına karşı çıkanları sembolize eden bir direniş öyküsüdür aynı zamanda. John Wayne ekolünün yarattığı ve idealize ettiği dünyanın anti-tezi olan, mevcut western kalıplarının birçoğunu reddeden bu eseri sırtınızı yasladığınız toplumun o kadar da sağlam olmadığını görebilmeniz için paketin içine yerleştirdik; gerekeni yapacağınızdan Şerif Will Kane kadar eminiz.