06.02.2018

17. !f İstanbul’da Bu Filmleri Kaçırmayın

Esma AKALIN

Les Garçons Sauvages

Fransız yönetmen Bertrand Mandico’nun ilk uzun metraj filmi olan Les Garçons Sauvages !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin Keşif bölümünde gösterilecek. Şimdiye kadar pek çok kısa filme imza atmış olan yönetmen bu kez 1 saat 40 dakikalık soyut-sürreal bir seyirlik koymuş ortaya. Mandico, deneysel çalışmalarıyla bilinen bir sanatçı olarak bu filmde de bizlere deneysel sinemanın kapılarını açıyor.

Filmin öyküsü, zamanlama olarak seçilen 20. yy başlarında ergenlik dönemindeki beş oğlanın yaşadığı kendini keşif sürecine odaklanıyor. Özellikle cinselliğin ön planda olduğu filmde, içgüdüsel dürtülerine dayanarak aşırılıklarda bulunan gençler aileleri tarafından cezalandırılmak ve yola getirilmek üzere bir Kaptan’ın gemisine gönderilirler. Gemi yolculuğu fazlasıyla maceralı geçeceği gibi yolun sonunda vardıkları ada da barındırdığı fantastik ögelerle bir o kadar macera doludur.

Yapımla alakalı ilginç bir ayrıntı da yönetmenin beş erkek karakter için de kadın oyuncular seçmiş olmasıdır, bunu yaparak cinsel kimlikler ve o kimlikleri algılayışımız üzerine bir sorgulama getirir.  Les Garçons Sauvages, özellikle sinemada yeni bir soluk arayanların kaçırmaması gereken filmlerden biri.

A Fábrica De Nada

Portekizli yönetmen Pedro Pinho’nun ilk uzun metraj filmi olan A Fábrica De Nada, orijinal ismiyle, bu yıl !f Bağımsız Filmler Festivali’nin Keşif başlığı altında gösterime girecek. Toplamda 3 saat süren bu film, adından da anlaşılacağı üzere, bir fabrikada yaşananları işçilerin içinde bulundukları durum üzerinden anlatıyor.

Çalışanların, fabrikada yaşanan bir hırsızlık olayını aslında yönetimin işten çıkarma yapmak için başvurduğu bir oyun olduğunu fark etmesiyle başlar her şey. Greve mi gideceklerdir, boyun eğip çalışmaya devam mı edeceklerdir? Kendi aralarında ve başkalarıyla yaptıkları entelektüel tartışmalar, değişen işçi sınıfının bir temsili niteliğindedir; artık kendilerine verilenle yetinmemeleri gerektiğini bilirler. Film, bu yönüyle Kızıl Devrim’in işçilerine ve kaçınılmaz olarak sosyalizm-kapitalizm tartışmalarına göndermede bulunurken aynı zamanda, Portekiz’deki sendikalaşmanın yetersizliğine ve ülkenin son dönemdeki politik olaylarına eleştiri niteliği taşır.

Yönetmen, oyuncu seçimini profesyonellerden değil de gerçek hayatta fabrika çalışanı olanlardan yana kullanmıştır, yani aktörler bir nevi kendi kendilerini canlandırırlar filmde. Bu seçim anlatıya realist bir yön katarken bizlere de amatör oyuncuların ne kadar başarılı bir iş çıkarabileceğini gösteriyor. Tüm bu ciddi meselelere teatral ve müzikal ögeler kullanarak kendine özgü bir bakış getiren Hiçlik Fabrikası, bu yıl !f’te kaçırmak istemeyeceğiniz filmlerden biri.