06.02.2018
17. !f İstanbul’da Bu Filmleri Kaçırmayın
Tuba BÜDÜŞ
Kamikaze 1989
Açıkçası benim için festivaller hiçbir zaman çok sevilen, yıla damgasını vuran yani popüler olan filmleri göstermesiyle heyecanlandırmadı. Ki !f’in benim kafamda var olan şemadaki yeri asla Galalar bölümüyle özdeşleşmiyor. !f, benim için hep kenarda köşede kalmış, çoğu seyircinin hoşlanmayacağı ama benim gibi bir grup seyirciyi koltuğa çivileyecek filmlerle bizleri buluşturan, minnet duyduğum bir festival olmuştur hep. En unutulmaz deneyimlerim hep onunla olmuştur çünkü. İşte bu yıl da elime kataloğu aldığımda ilk baktığım bölümlerde (Karanlık ve Köşeli, !f Kült ve Gökkuşağı) bu deneyimi yaşayacağım filmleri aradım. Ve sanırım ilk gözlerimi belertip tane tane sayfada yazanları okumama neden olan film Kamikaze 1989 oldu. Neden mi? Öncelikle sayfada yazan bir isim bunu sağladı: Yeni Alman Sineması’nın en önemli isimlerinden Rainer Werner Fassbinder’ın perdede son göründüğü film Kamikaze 1989. Ve her birine ayrı ayrı âşık olduğum şu tanımlar: distopik, cyberpunk, punk… En nihayetinde de bu filmin yine Yeni Alman Sineması’nın yaratıcılarından Wolf Gremm elinden çıkmasını eklemem gerek. E daha ne olsun.
Revenge
Ve geldik en çok sevdiğim seçkide en çok dikkatimi çeken filme. Karanlık ve Köşeli seçkisindeki Revenge’nin tanıtımını okuyunca direk zihnimde şu cümleyi zikrettim: “O hayvan katliamcısı ve ırz düşmanı insan müsveddelerini tek tek hakla Jen! Arkandayız.” Açıkçası birçok seyirci için sadece kadına yaptıklarıyla haklanması gereken üç erkek, benim için zaten en başta avcılık yapan yaratıklar oldukları için de cezalandırılmayı hak ediyorlar. Tabii Jen, nasıl düşünüyor bilmiyorum ama kendine yapılanların intikamını alan bir kadını perdede izlemenin heyecanı bir başkadır tartışmasız. Buram buran feminizm kokan, oldukça da sert olduğu bilinen filmin bir de nefis görüntü yönetimine sahip olduğu dillendiriliyor ise bu film kaçmaz.
https://www.youtube.com/watch?v=lpZya_3MGTA