20.06.2017

İzlenmesi Gereken 15 İngiliz Filmi

the-servant

Hazırlayan: Ali ÇALIŞKAN

The Servant (1963)

Joseph Losey’nin İngiltere’de çektiği filmlerden biri olan “The Servant”, kara-film sularında yüzen, tuhaf  bir efendi-hizmetkar öyküsü sunuyor. Yaratılan kasvetli atmosferden yönetmenin kamera kullanımına kadar İngiliz sinemasının en iyi örneklerinden birine dönüşen film, burjuvaziye ve sınıf sistemine getirdiği eleştirilerle temelini sağlamlaştıran güçlü bir alt metne sahip. Dirk Bogarde’ın “The Servant”da kariyerinin en iyi performansını sergilediğini belirtelim.

 

brief-encounter

Brief Encounter (1945)

David Lean’in kariyerinin başlarında çektiği ve epik filmlerinin gölgesinde kalmış “Brief Encounter”,  orta yaşlı iki insanın umutsuz aşk hikâyesini anlatıyor. Kısa buluşmaların, mesafeli duyguların, büyük ve tutkulu aşk sahnelerinin yerini aldığı filmde, Lean, abartılı bir duygusallığa bürünmeden, bu ‘yaşanamamış’ aşkın hüzünlü tarafını seyirciye geçirmeyi başarıyor. Performans olarak en çok Celia Johnson’ın unutulmaz oyunu akılda kalıcı.

 

Dennis-Price

Kind Hearts and Coronets (1949)

Robert Hamer’ın bugün izlendiğinde bile ‘tazeliğinden’ bir şey kaybetmediğini gördüğümüz filminde, fakir bir genç adamın soylu bir aileden intikam almak için planladığı akıl almaz oyunu izliyoruz. Louis karakterinin farklı kılıklara bürünerek işlediği cinayetler, kara-mizahla süslenerek resmediliyor. Robert Hamer ve John Dighton’ın Roy Horniman’ın eserinden uyarladığı senaryo, sinema tarihinin en zekice örülmüş olay örgülerinden birine sahip. Kind Hearts and Coronets, İngiliz mizahının bilindik ipuçlarını barındıran, izlemesi inanılmaz keyifli bir komedi-suç filmi.