İzlenmesi Gereken 15 İngiliz Filmi

Anna Karenina (2012) Jacqueline Durran

Anna Karenina (2012)

Anna Karenina, günümüzde edebiyat uyarlamalarının nasıl çekilmesi gerektiğine dair bir ders  niteliğinde. Wright, sinemanın bir görsel sanat olduğunu unutmadan ve Tolstoy’un eserinin özünü kaybetmeden, yenilikçi bir “Anna Karenina” uyarlamasına imza atıyor. Öykünün bir tiyatro sahnesine aktarıldığı eserde, klasik anlatı kalıpları reddediliyor, inandırıcılık kaygısı güdülmüyor. Bunun yerine Wright, izleyiciye sadece sinema yoluyla sunulacak büyüleyici bir görsel deneyim yaşatmayı amaçlıyor. “Anna Karenina”, bundan bir 20 yıl sonra klasik olursa pek tuhaf karşılamamak gerekir.

http://www.youtube.com/watch?v=rPGLRO3fZnQ

The Ladykillers (1955)

Coen Kardeşler’in vasat bir yeniden çevrimini yaptığı The Ladykillers, gelmiş geçmiş en iyi soygun filmlerinden biri. Yaşlı bir kadınla ‘hırsızlık’ konusunda uzmanlaşmış bir grup adamın bir evin içindeki kedi-fare oyununu izlediğimiz filmin özellikle son yarım saati görülmeye değer yüksek tempolu sahnelerle dolu. Alec Guinness her zamanki gibi enfes bir performans sergiliyor.

http://www.youtube.com/watch?v=hwTBKuRzYd4

The Loneliness of the Long Distance Runner (1962)

Tony Richardson imzalı bu siyah-beyaz mini başyapıt, dönemin gerçekçi olma kaygısı taşıyan sinema  anlayışının bir ürünü. Filmde, İşçi sınıfından bir gencin hırsızlıktan yakalanıp ıslahevine konmasının ardından yaşadıklarına tanıklık ediyoruz. Tom Courtenay’ın etkileyici oyunuyla can bulan Colin karakteri aracılığıyla, baskı kuran ile ezilen arasındaki zıtlığa vurgu yapıyor yönetmen.  Her karede hayatın içinden sahici anlar yaratmayı başarıyor. Ne zaman izlenirse izlensin değerinden bir şey kaybetmeyen ‘zamansız’ filmlerden biri  The Loneliness of the Long Distance Runner kısacası.

http://www.youtube.com/watch?v=4asUxvijYQ8