İzlemekten Bıkmadığımız Filmler

Moulin Rouge! (2001)

Yönetmen: Baz Luhrmann

Baz Luhrmann kim ne derse desin bir deha. Moulin Rouge! ise kelimelerle ifade edilemeyecek bir serüven. Müzikler ve absürde yakın karakterleri ile kolay kolay karşınıza çıkmayacak bir görsel şölen. Kaldı ki yönetmen filmin en başında bas bas bağırıyor “Bakın kadın ölecek, bu benim umurumda değil. Kafamdaki görselliği oluşturmak için bir hikayeye ihtiyacım vardı o kadar”

.

Bridges of Madison County (1995)

Yönetmen: Clint Eastwood

Olgun yaşların kimyası her daim bir başka olmuştur. Köşeye sıkışmışlık hissini yeni kalp çarpıntısında bulup yitirdikten sonra da elinde olanla yetinen kadın figürü romantizm ile birlikte güçlü de bir mesaj veriyor. Sert adam rollerinden romantik başkahramana oldukça başarılı dönüşen, aynı zamanda filmin de yönetmeni Clint Eastwood’un Meryl Streep ile kimya ötesi uyumu ile benzersiz bir film olmasını sağlıyor.

.

Truman Show (1998)

Yönetmen: Peter Weir

Komik adamın ciddileşmesi bir tarafa Peter Weir’in yağ gibi akan görüntülerle bezenmiş yönetimi ve Jim Carrey’den hiç de aşağı kalmayacak oyunculukları ile modern paranoya Truman Show yıllar da geçse kendini izletmeyi hep başaracak.

.

Twister (1996)

Yönetmen: Jan De Bont

Felaket filmlerini seviyorsanız işte size aksiyon türünün en iyi yönetmenlerinden Jan De Bont’un elinden çıkma ve dönemine göre oldukça başarılı efektleri ve durmayan temposu ile Twister… Nefes kesen bir aksiyon örneği olmasının yanında iyi ayarlanmış temposu ile sizi bir dakika bırakmayan film benim gibi felaket filmlerine hasta biri için biçilmiş kaftan.

.

City of Angels (1998)

Yönetmen: Brad Siberling

Genç nesil bilmez, In The Cut ile kariyer intiharına girişmeden evvel hemen her yılın bir Meg Ryan romantizmi yapımı olurdu. Sarı saçları, mavi gözleri ve kırılgan yapısıyla filmdeki role cuk oturacağı konusunda şüphe etmeyen yapımcılar karşısına yıldızı yeni parlayan bir Nicolas Cage’i koyup Wim Wenders’ın Berlin Üzerinde Gökyüzü’nün “bence” oldukça başarılı bir uyarlamasını yaptılar. Filme eşlik eden melodileri de es geçmeyelim tabi, Alanis Morissette’nin Uninvited şarkısını unutabilen var mı?

.

Oğuz ALBAYRAK.