24.08.2022

Başka Filmlerin Hikâyelerini Çalmış 10 Ünlü Film

Ekin Tanrıverdi

Biz bu filmi daha önce izlemiştik

Saf ve orijinal fikir düşüncesi mitlere özeldir. Bir film yapımcısının kendi alanında olup bitenden haberdar olmaması mümkün olmayacağı gibi herhangi bir unsurdan etkilenmemiş bir film bulmak da bir o kadar mümkün değildir.

Hatta, filmler sürekli olarak kendilerinden önce gelen filmlerden ve diğer sanat dallarından hep etkilenmişlerdir. Eserlerin ve kişilerin birbirini etkilemesiyle iyi sanat yaratılabildiği için filmlerin birbirinden ilham alması bu alanın doğasında vardır.

Fakat aynı şeyi, senaryosu birazcık fazla benzer olan filmler için de söyleyebilir miyiz? İzlerken, sanki bunu daha önce izledim diyebileceğiniz filmleri sizin için derledik.

Bazıları orijinallerinden daha iyiyken, bazıları çok daha kötü olan, klasiklerden bilim kurgulara, diğer filmlerin hikâyelerini çalmış 10 ünlü film:

A Fistful of Dollars (Yojimbo)

Düşük bütçelerle büyük filmler yapmasıyla iyice tanınmış Sergio Leone, “A Fistful of Dollars”ı içinde barındıran “Man With No Name” üçlemesini de böyle başlatmıştı. Bu film aynı zamanda Clint Eastwood’un da kariyerinin başlangıcı. Eastwood aldığı rolde, küçük bir kasabada ikiye ayrılmış tarafları birbirine düşüren bir adamı canlandırmasıyla karşımıza çıkıyor.

“Yojimbo”daysa başrolde Toshiro Mifune’nin bir samuray olarak aynı olay örgüsünü yaşadığını görüyoruz.

Kurosawa’nın bu film hakkında yaptığı meşhur bir yorumu da vardır: “İyi bir filmdi; ancak benim filmimdi.”

Kurosawa’nın şirketi Leone’a mahkeme dışı uzlaşma talep etmiş ve başarıya ulaşmıştı.

Moonrise Kingdom (Welcome, Or No Trespassing)

Wes Anderson’ın yaz kampından kaçan büyümüş de küçülmüş bir çocuğun hikayesini anlatan “tartışmalı” şaheseri Moonrise Kingdom’ın, ilhamını 1964 Sovyet yapımı bir film olan “Welcome, Or No Trespassing”den almış olma ihtimali var.

Senaryo tıpatıp aynı olmasa da iki filmin genel kurgusu benzer. Anderson’ın Welcome, or No Tresspassing’i kesin izlediğini söylemek o kadar kolay değil ama Sovyet komedisinin zevksizliği filmde açıkça görünür halde.

Body Double (Vertigo)

Scarface ve Mission: Impossible’ın orijinallerinden daha iyi uyarlamalarına imza atan isim Brian De Palma da bu listede karşımıza çıkan isimlerden. Birçok sanatçı arasından en çok Alfred Hitchcock’a hayran olan yönetmen, bize bunu Body Double’a olan bağlılıyla kanıtlıyor.

Hitchcock, Vertigo’yu yarattığında güzel ve soğukkanlı sarışın takıntısını her izlemede daha da derinleşen paranoyak bir aşk hikayesine dönüştürmeyi başarmıştı. De Palma ise bu hikayeyi 80’lerin şehir merkezinde çalışan jenerasyonuna* ve yükselen porno sektörüne göre yeniden şekillendiriyor.

De Palma asıl senaryonun bu tasarımıyla, Hitchcock’un kendisiyle gurur duyacağı bir iş çıkarıyor.

*yuppies