10.07.2016
Yönetmen Koltuğu: Abbas Kiarostami
5) Bad ma ra khahad bord (Rüzgâr Bizi Sürükleyecek) – 1999
“Zahide hurilerle dolu cennet hoş gelir
Onun bana üzümün suyu daha hoş gelir
Onun cenneti veresiye benimki peşin
Ne var ki uzaktan davulun sesi hoş gelir.”
Kiarostami’nin en şiirsel filmi kuşkusuz Bad ma ra khahad bord. Zira yukarıdaki dizeler gibi Ömer Hayyam ve Füruğ Fehruzzad gibi çok önemli iki şairin şiirlerini incelikle filmine yedirmiştir Kiarostami. Adeta şairin sesinden dinlenilen şiirlerin etkileyiciliğinde olan bu film, yine yönetmenimizin klasik sinema kodlarıyla oynadığı bir yapım elbette. Asla görmediğimiz karakterleri bunun en bariz örneği olur. Bir Kürt köyüne gelen ekibin ölüm döşeğinde olan kadının ölümünü beklemelerini ilk başta pek anlayamayız seyirci olarak. Fakat daha sonra kadın öldükten sonra gerçekleşecek yas ritüelini kayda almak istediklerini öğreneceğizdir. Bu bitmek bilmeyen bekleyiş esnasında köyü ve özellikle kadınları tanımamız. Bir yanda devam eden yaşamın, diğer yanda beklenilen ölümün beraberliğine de çarpıcı bir bakıştır film.
Diyaloglardan daha çok şiirin, görselliğin ön planda olduğu film, taşra halkı ile aydının arasındaki çatışmayı gözler önüne serer. Film boyunca bu çatışmayı sürekli besleyerek eleştirisini de çok net ortaya koyar Kiarostami. Şiire sevdalı olanların özellikle kaçırmaması gereken bu filme ismini de veren Fehruzzad’ın şu dizeleri paylaşmak isterim.
Ey baştan ayağa yeşil olan sen,
Ellerini, yakıcı hatıralar gibi benim âşık ellerime bırak.
Ve dudaklarını, sıcak bir his gibi senden benim âşık, dudaklarımın okşayışlarına teslim et.
Rüzgâr bizi kendisiyle götürecek. Rüzgâr bizi kendisiyle götürecek.