03.01.2018
Yönetmen Koltuğu: Andrey Zvyagintsev
Aile Üzerinden İnsanlık Resmi
Neredeyse duraklama dönemine girmiş Rus sinemasının küllerinden yeniden doğuşunun müjdeleyicisi olan Andrey Zvyagintsev, ilk uzun metrajı olan olan Vozvrashchenie ile başladığı yolda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Oyunculuk ile başladığı sinema kariyerine yönetmen olarak devam eden Zvyagintsev, asıl yeteneğinin kamera arkasında olduğunu her geçen gün daha da ispat ediyor adeta. Henüz ilk filmiyle tüm dünyada ilgiyi üzerine çeken Zvyagintsev, ödüllerle de bu başarısını şahlandırıp istikrarlı bir şekilde üretmeyi sürdürmekte. Rusya sinemasına damgasını vurmuş, büyük usta Andery Tarkovski’nin veliahtı olarak da görülen Zvyagintsev, ustalarının izinden gitmekle kalmayıp kendine has sinemasını da yaratmıştır hiç kuşkusuz.
Filmlerinde mutlaka bir aile ve bu ailenin bir şekilde çözülmesi vardır. Birçoğunda aile mevzusu aslında Rusya’nın ya da son filmi Nelyubov için kendisinin de ifade ettiği gibi tüm insanlığın metaforu olarak kullanılır. Toplumun en küçük biriminde görülebilen durum tüm insanlığın geldiği noktaya ışık tutar. Örneğin her filminde aile içerisinde baş gösteren sevgisizlik, güvensizlik tüm insanlığın şu anki durumunu özetler aslında. Zvyagintsev, aileyi meselelerini anlatmak için metafor olarak kullanırken babayı İsa ya da Tanrı olarak resmeder genellikle. Ailenin diğer bireylerini ise İsa’nın havarileri veya Tanrı’nın kulları olarak…
Filmlerinde neredeyse Tarkovski kadar dini metafora başvuran Zvyagintsev’nin elbette tıpkı ustası gibi inançlı olduğu su götürmez bir gerçek. Lakin her ne kadar inançlı biri olsa da hatta inançlı bir aileden gelmemesine rağmen orta yaşlarında vaftiz olsa da seküler bir anlayışa sahip olduğunu da dile getirmiştir. Bu nedenle hiçbir samimiyeti olmayan, tamamen ticari bir mantıkla çalışan, devletin çürümüş, kokuşmuş kurumlarıyla el ele veren Hıristiranlık kurumunu hedefine almaktan çekinmez filmlerinde. Zaten Leviafan’da Kilise’yi ne kadar ifşa etse de çıkar ilişkilerine bulaşmayan bir din adamını kutsayarak tam olarak durduğu yeri işaret etmisi gibi.
Toplumun Uç Kesimleri Arasındaki Güç Dengesi
Din kurumundan daha çok hedefine aldığı bir diğer kurum ise bürokrasi olur. Devlet liderleri, devletin tüm kademelerindeki çalışanlarından tut da işleyişe kadar hepsini en net şekilde perdeye yansıtan Zvyagintsev, bu konuda her geçen gün cesaretini daha da arttırmıştır. Yine Leviafan filminde geçmişteki devlet liderlerinden tut da ülkenin şimdiki liderine bile dil uzatmaktan çekinmez. Zaten Leviafan, Rusya’daki muhafazakâr kesimin, din kurumunun ve devletin Zvyagintsev’a tüm kapılarını kapatmalarına, onu itelemelerine sebep olan film olur. Leviafan bir nevi bardağı taşıran son damla olur. Son filminde devlet desteği almayan, zaten almaya da teşebbüs etmeyen Zvyagintsev, tamamen yabancı desteklerle filmini çeker. Böylece törpülemesi gereken dilini daha da sivriltmek için fırsat yakalamış olur. Zira Nelyubov ile arı kovanına çomak sokmaya büyük bir zevkle devam eder.
Tüm bunların yanında takıntılı olduğu, kullanmaktan asla vazgeçmeyeceği birçok alışkanlığı da vardır elbette. Dini olayların resmedildiği sanat eserleri, Rusya’nın metaforu olarak resmedilen eskimiş, terk edilmiş binalar (Leviafan’da bunun yerini iskeleti kalmış bir deniz canavar olan leviafan alır), karakterlerden birinin kaybolması gibi durumlar ilk akla gelenlerdendir. Yine erkeklik hallerini perdeye ustaca yansıtan yönetmenlerden biri olan Zvyagintsev, Leviafan’daki atış talimi yapılan sahnesiyle akıllara Emin Alper’in 2012 yapımı Tepenin Ardı filmini getirir.
Zvyagintsev’in filmlerindeki tekniğe baktığımızda ise geniş açı çekimler, zoom in’ler kamera hareketlerinde özellikle belirtilmesi gerekenler olarak söylenilebilir. Kurgu oyunlarına Izgnanie hariç hiç bulaşmayan, lineer akan hikâyelerin anlatıcısıdır aynı zamanda. Müzik kullanımına Elena hariç pek yanaşmayan Zvyagintsev, filmlerindeki kusursuz görüntü yönetimi ise unutulmamalı. Özellikle mavi olmak üzere solgun renklerin çok baskın olduğu filmografisi, Elena dışında doğanın kimi zaman dingin ama tedirgin edici kimi zamanda ürpertici, yırtıcı yanından beslenir. Yaratan ve kulları, güç sahibi ile tebaası, üst sınıf ile alt sınıf, kadın ile erkek gibi toplumun iki uç kesimini buluşturan ve bunlar arasındaki güç dengesini perdeye yansıtan Zvyagintsev’in ve onun tüm filmografisi: