19.05.2016
Sinemada Chaplin
Modern Times (Modern Zamanlar ) – 1936
Modern Times (1936) , Charlie Chaplin’in filmografisindeki en önemli filmlerden biridir. Chaplin’in yazıp, yönettiği film; Fordizm başta olmak üzere kapitalist üretim sistemine ağır eleştiriler getirir.
Filmin açılış sahnesinde bir koyun sürüsü hareket ediyor. Bu görüntünün ardından perdeye yansıyan işçilerin durumu ise bu metaforu net biçimde açıklıyor. Fabrikaya doğru yol alan ‘insan sürüsü’. Bu sahne kapitalist üretim sisteminin ve endüstriyel faaliyetlerin insanları monoton bir hayata itip, yaşamı sıradanlaşan insanların ‘koyunlaştırılmasını’ yansıtır. Koyun sürüsüne dikkatli bakıldığında ise beyaz koyunların arasında siyah bir koyunun olduğu görülüyor. İlk etapta sürü psikolojisi ile hareket eden kahramanımız, diğer koyunlardan farklı olduğunu ise daha sonra ortaya koyuyor.
Bu görüntüler eşliğinde başlayan filmimizde daha sonra Chaplin’ini birçok farklı işte çalışırken görürüz. Genel olarak ifade edecek olursak; Chaplin bu eleştirilerini dile getirirken, diğer filmlerinde de olduğu gibi en güçlü silahı mizahı kullanıyor ve çelişkiyi ‘sınıfsal’ bir temele dayandırıyor. Çalışma koşulları, makinalaşan insan, işçi-patron durumu günümüzde biçim olarak şekil değiştirmiş olsa da filmde gördüğümüz ‘temel’ izlenimlerin halen geçerliliğini koruduğunu görebiliriz. Örneğin; başını kaşıyacak vakti olmayan kahramanımızın bu komik hali, bugün geçerliliğini farklı bir şekilde devam ettiriyor.
Chaplin’i böyle bir film yaratmaya iten en önemli etkenin 1929 Büyük Buhran’ını bizzat yaşaması olduğunu söyleyebiliriz. Kapalı fabrikalar, boş ofisler, uzun ekmek kuyrukları ve bunların sonucu olarak artan isyanlar. Kahramanımız yere düşen ‘kızıl’ bayrağı almasıyla isyancıların ‘komünist’ lideri olduğu zannedilerek tutuklanır. Bu durum filmde, hakkını arayan herkesin ‘komünist’ olarak algılanıp, suçlanmasına ve bunun sistemin bir aygıtı olan polis güçleri üzerinden ‘komünizm düşmanlığına’ evrildiğine dair çarpıcı bir örnek olarak veriliyor. Bu durum size de tanıdık geldi mi? Chaplin’in aklının büyüklüğünü ve sinemasının gücünü yarattığı bu bölümden de rahatça anlayabiliriz.
Aynı zamanda filmle ilgili küçük bir ayrıntı ise; Modern Times’ın Chaplin’in ‘sessiz’ sinemasının ve yarattığı ‘Şarlo (Little Tramp/Küçük Serseri) tiplemesini canlandırdığı son örneği olmasıdır.
Chaplin filmlerinde olmazsa olmaz bir diğer unsur da aşktır. Kahramanımız, ‘sokak kızı’ ile tanışır ve beraber bir mücadelenin içerisine girerler. Chaplin aşkı hayatın akışı içerisinde o kadar doğal bir yere koyar ki; aşkın yaşamın her anında sizinle beraber hareket eden bir duygu olduğunu size yeniden hatırlatıp, hissettirir. Bununla beraber de aşkı; beraber hareket etme, dayanışma içerisinde olma ve umutsuzluk anlarında umudunu yeniden ortaya çıkarmaya sağlayan bir kavram olarak tarif eder. Son replik zaten her şeyi özetler niteliktedir:
-Çabalamanın ne faydası var?
-Neşelen biraz! Asla ölümden bahsetme! Başaracağız!
Modern Times’ı başucunuzdan eksik etmeyin; el ele vermek, gülümsemek ve ‘yaşadım’ diyebilmek için!
Öner GÜNDOĞDU