17.09.2022

Son 30 Yılın En İyi Film Afişleri

Levent Tanıl

Sinemaya olan hayranlığımı pekiştiren en önemli etmenlerin başında gelir film afişleri… 90’lı yıllara ışınlamak istediğim şu günlerde bir sinema gişesi önünde ya da gazetelerin sinema programı sayfalarında gördüğüm filmler için heyecanlandığım dönemleri çok özlüyorum. Zaten sinemanın en büyük hissi de bu değil mi? Görsel ve işitsel faktörlerle birlikte duygulara hitap edebilmeyi başarabilmek. Beni her anımsadığımda mutlu edip o anlardaki heyecanlarıma ulaştıran en önemli film afişlerinden bahsetmek istiyorum.

The Lion King

Kapısı sokağa açılan sinema klişesi yapacağım biraz ama bu filmin bana kazandırdığı anılar mevcut klişeyle alakalı… Aslan Kral sinemada izlediğim ilk film olmakla birlikte (bu konuda bence çok şanslıyım) daima hayranlık duyduğum bir sinema diline sahip oldu benim için. Filmin afişlerini ilk kez bir caddenin ilan panolarında görmüş, çıkacağı tarih için gün saymıştım. Ayrıca gazetelerdeki minyatür afişlerini kestiğimi, bu parçaları sürekli yanımda gezdirdiğimi bilirim. Her sahnesine ayrı bir anlam ve hüzün saklı olduğunu düşündüğüm bu özel animasyon, beni ilk olarak afişleriyle etkilemeyi başarmıştır.

 

 

 

 

 

Jingle All the Way

İzmit Star Sineması’nın gişe kısmında dev bir adamın kartondan maketi ilgimi çekiyor ve o heyecanla babamın dizine sımsıkı sarılıyorum… Babam Söz Verdi, Noel dönemi filmlerine düşkünlüğümün yegane sebeplerindendir… Arnold’un devasa posteri ve şaşkın suratı halen gözümün önünde. Film bir çocuğu tavlayacak birçok detaya sahip ve bunu afişlerine de yansıtmayı başarmıştı. Noel dönemlerinin anlamını, heyecanını ve birlikteliği vurgulayan orta halli bir aile komedisidir aslında. Ancak söz konusu 90’larda bir sinema salonu filmi izlemekse şayet, afişte yansıtılan şamata vaadi gayet amacına hitap edebilecek türdendi.

Space Jam

Yine dev bir adam ve devasa bir karton maket… Bu sefer en sevdiğim çizgi film kahramanları da işin içerisinde. Space Jam’i özel kılan en önemli detay Looney Tunes kültürünü doğrudan yansıtabilmesiydi. Üstelik basketbolda simgeleşmiş bir isim Jordan’ın aurasını da çok iyi kullanabiliyordu. Filmin afişinde ise Jordan, Looney Tunes logosu ve kahramanlarını iki eliyle tutuyor ve olası şamata ile karmaşa vaadini seyircilerine hissettirecek türde bir poz veriyordu. Warner Bros, bu yapımın reklamını gerçekten çok iyi yaptı. Sinema salonunun lobisinin her köşesinde Looney Tunes kahramanlarının şaşkın afişleri asılıydı ve benim açımdan unutulmaz bir sinema deneyimi olmuştu o gece… Filmin vizyon sonrasında kartondan afişini almaya çok çalıştım ancak bir türlü amacıma ulaşamadım.

 

 

 

Ant Man

Günümüze yakın bir film Ant Man ancak afişteki mizahı çok hoşuma gitmişti. Karınca Adam’ı küçücük formunda ve beyaz bir alan üzerinde afiş olarak basmak hem zekice hem de çok eğlenceliydi. Bunu devam filminde de yaptılar ve bence Marvel’ın çoklu kafalı afişlerine nazaran en başarılı tasarımlarından biri diyebilirim.

Pinokyo

Yönetmen Steve Baron’ın 1996 senesinde vizyona soktuğu Pinokyo uyarlaması, dönemine çok başarılı ve anlatısını güçlü tutan bir yapım. Pinokyo’nun en gerçekçi yapımıydı bana göre ve afişlerinde uzun burunlu bir kuklanın 3 boyut tasarımına denk geldiğimi hatırlıyorum. O dönemlerde kafayı Power Rangers’ın oyuncaklarıyla bozmuştum ve filme gitmemiştim ancak sinema salonundaki afiş yine de ilgimi çekmişti diyebilirim. Sonralarda Pinokyo’yu çok sevdim ve televizyonda her gösterimini aynı heyecanla izledim. Hatta dergilerde ve ansiklopedilerde Pinokyo’ya dair birçok şeyi araştırdığımı hatırlıyorum