06.12.2017
Yönetmen Koltuğu: Aki Kaurismäki
3) Mies vailla menneisyyttä (Geçmişi Olmayan Adam) – 2002
Cannes Film Festivali Jüri Özel Ödülü’nü kazanan bu film ile tanınırlılığını daha da arttıran Kaurismäki, bir yeniden doğuş hikâyesi ile bizleri buluşturur. Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz ve birkaç kişi tarafından hunharca dövülüp soyulması ile tanıştığımız karakterimiz bu anlardan sonra hafızasını kaybederek tıpkı biz seyirciler gibi büyük bir bilinmezliğin içine düşer. Neyseki Finlandiya’nın en çok itelenmiş insanları tarafından bulunup sahiplenilir bu kayıp adam.
Kaurismäki, her filminde odağına aldığı alt sınıfı bu filminde daha da öteye götürerek uçurumun kenarındaki evsizlere götürür bu kez kamerasını. Barakalarda yaşayan ya da tamamen evsiz olan insanlarla yeni bir hayata, aşka, işe ve en önemlisi mutluluğa kavuşan karakterimizin yaşadıklarına tanık olmak oldukça keyiflidir. Zira karakterin yaşadığı durumu asla bir trajediye dönüştürmeyen Kaurismäki, her filminde olduğu gibi mizah duygusunu elden bırakmayarak yüzümüzdeki tebessümü eksik etmez. Bunu yaparken de elbette hemhal olduğumuz sınıf üzerinden bir duygu sömürüsü yapmaz.
Ayrıca bu filmde Kaurismäki bir yandan devlet işlerindeki riyakarlığa, bankaların ülkeyi, sistemi ve insanların hayatını ele geçirişine perde tutar. Geçmişi olmayan adamın hayatına odaklanırken araya giren banka soyguncusu adamın hikâyesi ise çok daha dertlidir aslında. Bu küçük hikâye Kaurismäki’nin hedefine aldığı ekonomik sistemin suçunu apaçık ortaya koyar. Hatta onu net bir şekilde katil olarak da damgalar. Tüm bunlarla da kalmaz özellikle son filmi Umudun Öteki Yüzünde yaptığı gibi kültürel dejenerasyona da sessiz kalmaz. Uzakdoğu mutfağı ile ele geçirilen Fin halkının tam teslimiyeti
Alt sınıfın dayanışma ruhunu, hırslardan uzak bohem hayat anlayışını kutsayan Mies vailla menneisyyttä, seyircinin belki de en çok düşünüp sorgulamasını sağlayan filmlerden biri. Müziğin Kaurismäki filmlerinin içerisinde en çok yer bulduğu Mies vailla menneisyyttä, yine Finlandiya’nın arka yüzüne de en çok bakmamızı sağlayanlardan sanırım. Bir başka yönetmenin elinde büyük bir trajediye, duygu sömürüsüne ya da akıl oyunlarına dönüşebilecek hikâyeyi tam da ondan beklenildiği gibi bambaşka bir hale büründüren Kaurismäki, aldığı ödülleri fazlasıyla hak etmekte.