28.02.2018
Yönetmen Koltuğu: Ümit Ünal
Yazar, Çizer, Yönetir
İzmir doğumlu, Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu Ümit Ünal genç yaşında senaryo yazarak sinema dünyasına adım atar. Ünal, 1986 yılında yazdığı Teyzem filminin senaryosuyla ödüle layık görülür. Teyzem gibi yerli sinemanın en değerli örneklerinden birinin senaryosunun sahibi olan Ünal, uzun yıllar çok önemli yapımların senaryosunu yazarak devam eder. Hayallerim, Aşkım ve Sen, Piano Piano Bacaksız, Berlin in Berlin, Amerikalı gibi filmlerin senaristi Ünal, 2002 yılında ilk kez yönetmen koltuğuna 9 filmiyle oturur. O günden bu yana yazdığı filmleri kendisi yönetmeye başlayan Ünal sadece Anlat İstanbul’da koltuğu başka yönetmenlerle de paylaşır.
Lakin Ünal, ne sadece bir senarist ne de yönetmendir: Ünal aynı zamanda roman yazarı ve bir çizerdir de. Işık Gölge Oyunları, Amerikan Güzeli ve son olarak Bana Göre Kıyamet kitaplarının yazarı olan ve oldukça çarpıcı çizimlere imza atan Ünal, yaratıcılık konusunda asla sıkıntı yaşamayanlardan. Aklına gelen fikri kimi zaman çizerek kimi zaman senaryo ya da roman olarak yazarak aktaran bir yetenek. Bazen senaryo olarak başladığını romana, roman olarak başladığını senaryoya çevirmiştir hatta. Yönetmenlik kariyerinden sadece bir kez (Ses) başkasının senaryosunu filme çekmiş olan Ünal, fikir ya da yazma konusunda hep çok bereketli bir dünyaya sahip olmuştur.
Ünal’ın güçlü kalemi ile yazılan senaryoların neredeyse hepsinde belli başlı şeyler hiç değişmemiştir. Örneğin Ünal senaryolarını yazarken ya da senaryoyu perdeye yansıtırken her zaman kadınları ön plana çıkarmış ve onlara çoğu zaman bazı kadın yönetmenden bile daha olumlu bir yerden bakmayı bilmiştir. Özellikle son filmi Sofra Sırları, güçlü bir feminist damardan besleniyor bile diyebiliriz. Erkeklere ise genel olarak bir o kadar mesafeli durmuş ve genelde tüm sorunların baş müsebbibi yapmıştır.
Türler Arası Gezinen Bir Sinema
Toplum tarafından ikinci plana atılmaya çalışılan kadınların yanında yer alan Ünal, eşcinsel karakterleriyle de bilinmektedir. Birçok filminde eşcinsel ya da trans karakterler yaratan Ünal, genelde onları ne yazık ki tıpkı bizim toplumumuzda olduğu gibi gizli eşcinsel olarak yazmıştır. Fakat Nar’daki gibi daha farklı bir örnek de var elbet. Yine de 9’daki ve Ara’daki gizli eşcinsel karakterler, bir de evlilikle bu gizliliği meşru bir temele taşımışlardır.
Filmlerinin birçoğunu maddi yetersizliklerden dolayı bazılarını da filmin onu gerektirmesinden dolayı kısıtlı mekânlarda ya da tam olarak tek mekânda çeker. Ünal tek mekânda oldukça güçlü çatışmalar yaratan ender yerli yönetmenlerden biri olarak anılabilir pek tabii. Kısıtlı alanlarda çektiği filmlerini ilmik ilmik işlenmiş senaryoları, baştan ayağa titizlikle yaratılmış karakterleri ile donatan Ünal, aynı zamanda her filminde kusursuz bir kurgu örneği göstermiştir. Ünal denilince ilk akla gelen senaryoları ise daha sonra da yarattığı karakterler ve kurgu oyunları gelir.
Ünal, yaptığı kurgu oyunlarıyla birtakım klasik uygulamaları yapı bozumuna uğrattığı gibi tek bir türe de bağlı kalamaz hiçbir zaman. Kimi zaman psikolojik gerilim ile korkuyu, kimi zaman kara mizah ile polisiyeyi bir araya getirir. Aslında her filminde bu türleri harmanlar da diyebiliriz. Zaten Ünal’ın filmlerindeki dinamikliğin kurgu kadar önem arz eden yanı da biraz budur belki de.
Tüm bu belirgin yönlerini konuşurken Ünal’ın vazgeçemediği oyunculardan da bahsetmek gerek. Ne kadar son filmi Sofra Sırları’nda görmesek de Serra Yılmaz ile Erdem Akakçe‘nin Ünal için ayrı bir öneme sahip olduğunu görmemek imkânsız. Zaten Sofra Sırları’nın ilk hali olan Sultan Sofrası’nda Serra Yılmaz’ı oynatmayı düşünmüş yine Ünal. Fakat senaryo yer ve şekil değiştirince daha genç birinin oynamasına karar verilmiş. Daha çok Ferzan Özpetek’in fetiş oyuncusu olarak tanınan Serra Yılmaz’ın Ünal için de çok önemli olduğu oldukça aşikâr.
Yerli sinemanın en önemli yönetmenlerinden biri olan Ünal’ı elbette sadece yönetmenlik yönüyle ele almak oldukça yetersiz olmakta. Neticede birçok yönüyle dolu dizgin bir yaratıcı olan Ünal’ın yönetmenlik sadece bir tarafı. Üstelik koltukta yer verdiğimiz dışında Gölgesizler ve Anlat İstanbul gibi filmleri de yazan ve yöneten biri aynı zamanda. Burada sadece beş filmiyle onu anlatmaya çalıştım.
*Filmler kronolojik olarak sıralanmıştır.