İzlenmeye Değer 20 Doğu Avrupa Bilim Kurgu Filmi

11. Pilot Pirx’s Inquest (Marek Piestrak, 1978)

Pilot Pirx’s Inques, Stanislaw Lem’in bir hikâyesine dayanan bir Polonya / Sovyetler işbirliğine dayanan bir yapımdır. Pirx, görev olarak robotların performansını değerlendirmek için görevlendirilen bir mürettebat üyesi. Ancak gemide beklenmedik bir kaza oluştuktan sonra, Pirx bir anda ana şüpheli konumuna düşer.  Film ilerleyiş olarak oldukça durgun bir şekilde geçiyor ve verebileceği gerilimi tam olarak belki hissettirmiyor. Bununla birlikte film, insanların yapay zekaya karşı olan bakış açısında belirgin bir değişime neden oldu.   10. Sexmission (Juziusz Machulski, 1984) Sexmission filmi Polonya’da oldukça kült statüde sayılan bir film. Kuşkusuz bunun sebeplerinden birisi de filmde dönemin mevcut politikasının çok güzel bir hicivle yerilmesi. Max ve Albert, insanları uyutma deneyinde, planlanan zamandan çok daha sonra, 2044’te uyanırlar. Buldukları dünya ise nükleer savaş yüzünden harabeye dönmüş ve insanlar yaşamak için yeraltına çekilmişti. The End of August in The Hotel Ozone’daki dünyaya benzer şekilde dünyadaki tüm erkekler radyasyon yüzünden ölmüştü ve erkeksiz toplum, tamamen erkekler tarafından işlenen kötülüklerden oluşan bir mitoloji inşa etmişti. Toplumdaki erkeklere karşı olan antipati, kahramanların iki farklı seçenekle karşı karşıya kalmasına neden olmuştu; ya zorunlu olarak cinsiyet değiştireceklerdi ya da kaçacaklardı.

9. Avalon (Mamoru Oshii, 2001)

Japon yönetmen Mamoru Oshii’nin filmi Avalon, en çok bilinen fütüristik animasyonlardan birisidir.  Peter Bradshaw’a göre film The Matrix’in Bela Tarr tarafından yönetilmiş hali gibi. Gerçekten de yapım, sanal dünyalarla ilgilenen genellikle yavaş ve monokrom bir film. Film, insanların birçoğunun Avalon adında potansiyel olarak ölümcül bir oyuna bağımlı olan karamsar ve depresif Polonya’da yaşanıyor. Malgorzata Foremniak, oyunun ileri düzeylerini keşfetmek için hayatını tehlikeye atan Avalon’un profesyonel oyuncusu Ash’ı oynuyor.