29.04.2018
Zamanla Soğuduğumuz Yönetmenler
Seyfi AKBULUT
Woody Allen
Tartışmasız listenin başında adı uzun süredir taciz skandallarıyla gündeme gelen Woody Allen var. Birçok oyuncu #TimesUp etiketiyle Dylan Farrow’a destek verip, Allen ile çalıştıkları için pişmanlıklarını dile getirdi. Ben de her ne kadar “Annie Hall”, “Manhattan” gibi klasiklerini çok sevsem de Woody Allen’ı sevdiğim için pişmanlığımı dile getiriyorum.
Tim Burton
Tim Burton ve filmleri beslediği karanlık dünya ile seyirciyi kendisine çeken bir enerjiye sahiptirler. Burton “Edward Scissorhands”, “Corpse Bride”, “Beetlejuice” ve daha nicesiyle izleyicilerine farklı kapılar açmış ve farklı düşüncelere yönlendirebilmişti. Lakin yakın zamanlarda çıkardığı filmleri “Alice In Wonderland”, “Dark Shadows” ve “Miss Peregrine’s Home for Peculiar Children” yönetmenin kafalardaki ihtişamlı yerini sarsmaya yetiyor. Filmler kötü değiller, tek suçları alışıldık Burton kalitesinde olmamaları. Üst üste gelen bu hayal kırıklıklarından dolayı da artık yönetmenle ilgili yeni bir haber heyecan yaratmıyor.
Micheal Haneke
Michael Haneke’nin geçtiğimiz şubat ayında verdiği röportajda ve yüz küsur oyuncunun imzaladığı bildiride yönetmen #Metoo hareketini hedef alarak yazar herkesin dikkatli olduğunu bir konuya yanlış yaklaşıyor. Sinemanın geleceği hakkında endişelerini belirtirken “erkek avı” kıvamında kelimeler kullanarak yıkmaya çalışılan klasik ataerkil biri gibi gözüküyor. Kadınların korkmadan, yargılanmadan seslerini duyurabilecekleri ortam yaratmaya çalışılırken alınan bu tutum yönetmenden soğumak için yeterli bir sebep.
Ek olarak: Alfred Hitchcock ve Lars Von Trier’in gerçekçilik uğruna oyuncularına uyguladıkları baskıları öğrendiğimde yönetmenlerden bir nebze soğumadım değil.