29.04.2018

Zamanla Soğuduğumuz Yönetmenler

Yusuf YETİŞ

Zeki Demirkubuz

Kendi sineması adına zirveyi 1997 yılında çektiği Masumiyet filmiyle gören bir isim Zeki Demirkubuz bana göre. Ondan sonra çektiği Yazgı (2001), Bekleme Odası (2003) ve İtiraf (2001) gibi nispeten öne çıkan filmleri ise Masumiyet’in yarattığı beklentiyi veremeyen filmlerdi. Bu dönemini Masumiyet’in devam filmi niteliğinde görebileceğimiz ve ilki kadar başarılı olmasa da başarılı olarak kabul edeceğimiz Kader (2006) izledi.

2012 yılında izleyicinin beğenisine sunulan Yeraltı ise Demirkubuz sinemasında ilerlemeler olduğuna dair umut besleyeceğimiz filmdi. Fakat ne yazık ki Yeraltı’nı art arda izleyiciye sunulan Bulantı (2015) ve Kor (2016) gibi Demirkubuz sineması için artık alışıldık temalara sahip filmler izledi. Nuri Bilge ile olan atışması ve gittikçe ilerleme kat eden, tartışmalardan uzak Nuri Bilge sinemasına karşılık, yerinde sayan ve ezber motiflerle ilerleyen ve sürekli bir kavga halinde olan Demirkubuz sineması. Zeki Demirkubuz Masumiyet ve Yeraltı filmleriyle sevdiğim isimlerden birisiydi ama son iki filmi var olan tüm kredisini tüketti benim için diyebilirim.

Ridley Scott

Bir dönem en çok izlediğim film kapsamında bile sayılabilecek Gladiator (2000), yakın dönemde Denis Villeneuve tarafından devam filmi çekilen Blade Runner (1982) Kudüs’ün fethini anlatmadaki başarısıyla Kingdom of Heaven (2005) ve güzeller güzeli Thelma and Louise (1991). Bunların yanı sıra çokta büyük bir fanı olmasam da Alien (1979/2017) miti var Ridley Scott’u sevmek için. Ridley Scott’u seviyor olmaktan nefret eder hale dönmemiş olsam da bir daha film çekmesini istemeyecek hale geldim diyebilirim.

Ne olduğu belirsiz, film denemeyecek bir Prometheus (2012) filmi, bilim kurguyu sinemasının merkezine alan bir adamın bu alanda en fazla ne kadar kötü film çekebileceğinin kanıtı gibiydi. All the Money in the World (2017) filmindeki Kevin Spacey hamlesi ise Ridley Scott’u gözümde asıl düşüren hamle oldu. Sırf ödüle oynamak, otoritelerin dikkatini çekmek için Kevin Spacey hakkında taciz davaları çıkınca, Kevin Spacey’i filmden çıkarıp zaten çektiği sahneleri bir daha Christopher Plummer ile çekmesi hayal kırıklığı oldu benim için. Kevin Spacey ismiyle başta çalışmayı reddetmesi veya çekilen şeye saygı duymasını beklerdim. Ödül için bu kadar tribünlerine oynaması pek hoş olmadı bana kalırsa.